30 Eylül 2010 Perşembe

Niteliksel Farklar

Türkiyede ki rakiplerimizin objektif olmayan eleştirilerini anlayabilirim. Ama kendi içimizden yükselen bu kadar çok çatlak sesin ve şikayetçi yotumların nedenine anlayış gösteremem. Aksine Bucaspor maçıyla ortaya çıkan tribün ilgisizliğini de bu olumsuz fikirlere kapılanların ortalamadaki çokluğuna da bağlayabilirim.

Öncelikle bir futbolsever olarak ardından da bir Türk olarak dün gece sahada ortaya koymuş olduğumuz oyundan ben gayet memnun durumdayım. Gole kadar olan süreçte Rangers takımı öncelikle ev sahibi olmanın avantajıyla oynadı. Hızlı ve atak. Aralarında yaptıkları paslaşmaların bizim gözümüze hoş gelmesinin tek nedeni onların ve kendi liglerindeki rakiplerinin zaten bu kültüre sahip olmalarıydı. İngiltere ve İskoçya Premier liglerinde hangi maçı izlerseniz izleyin zaten futbolun temeli olan pas kültürüne sahiplerdir. Rangers bu sahip olduğu oyun anlayışı ve kültürün gereklerini yaptı sadece. Bunun içinde teknik direktörün ekstra bir taktik vermesine hiç gerek yok. Oyuncular zaten çocukluk yaşlarından itibaren edinmiş oldukları kültürü sahay yansıttılar. Aralarında yaptıkları pas hataları ve bizim çıkmaya çalıştığımız anlarda 5 li defans bloğu ve önlerinde 3 lü defansif orta saha kurgusuyla zaten Bursaspor'dan çekindiklerini belli ettiler. En etkili olmasını bekledikleri Edu'yu bile kullanamadılar. Bu Svensson'un başarısıdır. Yediğimiz gol de Türkiye liginde çok ender görebileceğimiz (İ.B.B. ye karşı Galatasaray olarak oynamıyorsanız) gollerden değildi. Bizim hatamız sonucu, Ivankov, Ali ve Stepanov un anlaşmazlığı sonucu gelen bir goldü. Bunun dışında da bariz bir hatamız olmadı.

Hatamız olmadı ama neyi yapamadık? Defansta oynayan 4 Rangerslı oyuncunun dastoper özelliği olduğunu biliyorduk. Bu nedenle Sercan ve Volkan ile yerden hızlı bir şekilde oynamak doğru bir başlangıçtı. Ozanın artık defansif bir katkısının da olmadığını gördüğümüz için onu yazmak istemiyorum. Batalla'nın ilk dakikalarda kontrollü ve başarlı oyunu umut verirken Ergiç'in her zaman oynadığı ofansif oyununu görememek üzücüydü. Insua'nın oyuna dahil olmasıyla ora sahada üstünlük kurmamız zor olmadı. Insua kendindeki eksiklerin farkına varmış olacak ki daha istekli ve yaratıcı bir oyun sergiledi. Umarım bu istek ve hırsını lig maçlarında da sergileyebilir.

Görmezlikten gelemeyceğimiz gerçekleri tekrar hatırlatmakta fayda var. İstanbul takımlarından birini tutan 15 yaşlarında bir genç Uefa Ligi veya Şampiyonlar ligini ilk kez aklıyla idrak edebilir. Daha yaşlıları ise zaten önceden tecrübe etmiştir. Mevcut yöneticileri ve mevcut bir çok futbolcusu da. En azından takım ismi bu deneyimi yaşadığı için tecrübe eksikliğini konuşmak yanlış olur. Ama kendimize baktığımız zaman bizim taraftarımızda 7 den 70 e ilk kez Şampiyonlar ligi gördük. Yöneticilerimizin hepsi ilk defa böyle bir tecrübe gördü. Basın mensupları ilk kez böyle bir tecrübe gördü. Sadece Ertuğrul Sağlam ve bazı oyuncularımızın bu ligte tecrübeleri var. Ama onlar da başka takımlarda. Ertuğrul Sağlamın Şampiyonlar ligi tecrübesinde elinde başka bir malzeme vardı şimdi bambaşka bir malzeme var. Onun eski takımı 8-9 kere şampiyon olmuşken Bursaspor ilk şampiyonluğunu onunla yaşadı. Ali Tandoğan tecrübe kazanırken önünde ve yanında bambaşka isimler vardı. Ergiç tecrübe ederken bize göre daha tecrübeli ve Avrupai bir takımla oynadı.

Her ne kadar Sercan, Volkan ve Ozan ilk kez bu ligte oynuyorlarsa Insua, Nunez ve Batalla da bu ligte ilk kez oynuyor. Batalla'nın geçen sene ki ilk yarı performansı ile Insua ve Nunez'in şimdi ki performanslarını kıyaslayamayacak kadar dar kafalı yazılar yazanlar var. Yorum yapanlar saymıyorum. Tüm bunlara rağmen Rangers'ın bizden ne kadar çekindiğini hiç kimse göremiyor mu? 55. dakika sonrası kurduğumuz baskı da defans oyuncularının düşünmeden topu nasıl taca attıklarını kimse görmedi mi?

Ülkemizdeki toplumsal bozukluklardan dolayı başkalarının bel altı vurmalarını anlayışla karşılayabilirim. Ama yerel bazda daha yapıcı, daha destekçi olmamız gerektiğini unutmamız lazım. Biz son şampiyon olarak Türkiye ligine başladık. Şampiyonlar liginin son şampiyonu olarak değil. Defansif olarak yeni bir takımız. Orta saha ve forvette ise yeni isimler için biraz daha ihtiyacımız var. Biz Türkiye liginde Avrupai oynamayan rakiplere göre oynuyoruz ama dün gece ne kadar da güzel Premir Lig ekibi olabileceğimizi gösterdik. Kaldı ki Rangers bugün Türkiye'de şampiyonluğa oynayan bir klüp olamaz bile.

Biz bu ligte, resimdeki çocuk gibiyiz. Acemi ama istekli. İlerleyen maçlarda herşey daha güzel olacak. Benim hiç bir şüphem yok.
Artık düşünmemiz gereken maç Belediye maçı. Abdullah Avcı yine Galatasaraylılığını konuşturdu geçen hafta. Samimiyetine hiç bir şekilde inanmıyorum. Ama kıskançlığının üst düzeyde olduğuna eminim. Bize karşı takımını olağanüstü şekilde dolduracağına da eminim. İster istemez bizim takımımızda da üzüntü mutlaka olacaktır. Umarım yanılırım. 

Hiç yorum yok: