AnkaragücüM'ün bu transfer döneminde yaptığı takviyelere detayına girmeden şurda biraz değinmiştim..
Gerçekten öyle böyle adamlar almadılar..
Ligimizin yabancı standardı olarak şuan itibariyle Galatasaray'dan sonra en iyisi diyebilirim onlar için..
Sezon başında gelen Vassel'i ilk sıraya koyduğumuzda Geremi, Rothen, Sapara, Vittek bu saydığım 5 isim de gerçekten çok kaliteli ve kendilerini ispat etmiş oyuncular..
Bir sene başında getirilen 1.60 boy, 45 kiloluk Güney Afrikalılıra bakıyorsun bir de şimdi getirilen isimlere..(Gerçi ben Sosibo'yu beğenmiştim Bursa'daki maçta, bizim Ali Tandoğan'ı 30 dakikada 3 kere çarşıya göndermişti o fiziğine rağmen)
Para var huzur var demekten kendini alamıyor insan, devlete sırtını yaslamak böyle bir şey herhalde..
Memur çocuğu Junior Gökçek trilyonları harcayabiliyor gözünü kırpmadan..
Tabi bu Gökçekçik'in AnkaragücüM'e kazandırdıklarının yanında kaybettirdikleri de oldukça fazla ama onlara değinmemin şimdi yeri ve zamanı değil..
Yukarıda saydığım isimlerden en tanınmayanı Marek Sapara'dan biraz bahsetmek istiyorum..
Takıma en fazla katkı koymasını beklediğim isim diyebilirim bu oyuncu için, 82 doğumlu ve futbolunun en verimli dönemlerini yaşıyor..
Yani Rothen gibi Vittek gibi kariyeri düşüşe geçmiş değil aksine giderek yükselen bir isim..
Zaten bonservisini almak için 2.2 M€ gibi bir bedel ödendi.
Sezon başı Beşiktaş'ın almak istediği fakat, Rosenborg'un bırakmak istemediği de yazılmıştı İstanbul basınında.
Ne kadar doğru ne kadar yanlış bilemiyorum, biz onların yalancısıyız..
Bu Sapara'nın özelliklerine biraz göz atmak gerekirse..
Tam bir 10 numara diyebiliriz bu oyuncu için..Topu alıp 4-5 kişiyi ipe dizemez ama yanındaki kaliteli oyuncularla bir ivme yakalarsa takımı taşıyan isim olabilir..
Tekniği iyidir, sağ ayağını raket gibi kullanmasının yanında sol ayağı da fena sayılmaz.
Etkili ara pasları, şutlar atar, frikikten goller atar, kornerden bol bol asist yapar..
Bu kış şartlarına da alışık bir isimdir, sonuçta geldiği ülke Norveç..
Sapara'nın tek sorunu biraz güçsüz ve savunma fonksiyonlarının biraz sıkıntılı oluşu, zaten bu oyuncunun gücü de olsa Rosenborg'dan sonraki durağı kesinlikle Avrupa Liglerinden biri olurdu..
Ligimizin kasap savunmacılarına uyum sağlayıp-sağlayamaması hem Sapara'nın hem de AnkaragücüM' ün geleceğinde çok önemli olduğunu belirterek ismini ilk defa duyduğum Jan Rajnoch isimli Çek oyuncuya çapraz bir geçiş yapalım..
Biraz araştırma yaptım bu oyuncuyla ilgili, edindiğim referanslar doğrultusunda:
Rajnoch hem stoper, hem de ortasahada oynayabilen, hava toplarına hakim olmasının yanında, pozisyon bilgisi, savunmayı toparlama özelliği olan, ayakları iyi, sert ve isabetli şutlar atabilen bir isim..
Olumsuz özelliklerine baktığımızda ilk olarak göze çarpan çok agresif bir oyuncu olduğu.İkinci olarak da çabukluk konusunda da ciddi sıkıntılarının olduğu..Hem agresiflik hem de ağırlık bir savunma oyuncusunda olunca da ister istemez bu isim kimde patlayacağı belli olamayn bir saatli bombaya dönüşebiliyor..
Bana kalırsa bu adamı ortasahada önlibero olarak Geremi ile birlikte değerlendirmek çok daha mantıklı olabili ama bu durumda da başkandan torpilli Hürriyet'e yer kalmıyor..
O yüzden Rajnoch savunmanın ortasında Koray-Ediz-Muhammed Hanifi üçlüsünün birinin partnerliğinde değerlendirilecektir..
Lemerre'nin kafasında düşündüğü sisteme yeni gelen oyuncuların hepsinin hazır oluğunu düşünürsek şu şekilde bir ideal kadro çıkıyor ortaya:
(Çek futbolcu Rajnoch 6 yabancı sınırlamasına kurban gitti, o yüzden ben de Manisaspor maçının savunma kurgusunu kullanmak zorunda kaldım)
4 yorum:
var mı ankara'ya gelecek maç için?
gerçi ankara il sınırına desem daha isabetli olur zira biz bile artık kalan tüm maçlara deplasman gözüyle bakıyoruz.
yenikent asaş futbol stadı falan değil , işkence merkezi resmen...
Hocam ben çok gelmek istiyordum ama gidemiyorum özel sebeblerden dolayı.
Ama Ankaragücümün bu yıl sonuna kadar kesin bir maçına gelmeye niyetliyim Ankara'ya..
beşiktaş maçına gel :D
İyi Olur Valla.
İnşallah sınav ya da garibanlık zamanımıza denk gelmez...:D
Yorum Gönder