4 Şubat 2010 Perşembe

Fenerbahçe: 3 Bursasporumuz:0 / Elveda Boş Umutlar..




Kimse bana bu maçın Bursa'sı da var demesin, bugün itibariyle takımımız Ziraat Türkiye Kupasına havlu atmıştır..
Sonuç 3-1, 3-2 falan olsa ümitlenebilirdim biraz ama 3-0 rövanşını almak mucize gibi bir şey..
Gerçi gol atabilecek pozisyonlara da girdik ama maalesef beceriksizliğimizin kurbanı olduk..
Hee Fenerbahçe attıklarını yanında kaçırdıkları bile bizden daha fazladır orası ayrı bir konu..

Tamam Fenerbahçe takım olarak bizden daha kaliteli oyunculardan kurulu kabulümdür ama sonucu geçtim oyun kesinlikle bu şekilde olmamalıydı..
Zaten üzüldüğüm nokta da bu benim, yemişim golünü, galibiyetini, kupasını..
Benim tek dileğim sahada rakipten korkmayan, son düdük çalana kadar mücadele eden, o formanın hakkını veren bir Bursaspor görmek..çok şey mi istiyorum Allah aşkına..
Bu futbolcular bizi buralara getirdiler,hepsinden teker teker Allah razı olsun,
hiçbirinin hakkını yiyecek değilim ama inançsız, mağlubiyeti bu kadar çabuk kabul etmiş olmaları çok üzdü beni gerçekten..

Yediğimiz gollere gelmeden önce, 17.dakikada Emre Belözoğlu'nun orta sahadan topu alıp Bekir Ozan ile Kirita'nın arasından geçerek 20 metre dikine topu sürebiliyor ise burda Ertuğrul Sağlam hiç bir şey yapamaz..
Kirita-Bekir Ozan ikilisini maçtan önce topa en iyi basan,en tempolu, en iyi top kapan orta alan elemanlarımız olarak tanımlamıştım ama daha maçın başında hayal kırıklığına uğrattılar beni..

Bu pozisyonun hemen 3 dakika kadar sonrasında bu kez Andre Santos (rakibin sol beki) topu orta alandan alıp 5 kişiyi geçerek İvankov'la karşı karşıya kalıyorsa kimse kusura bakmasın ama burda suç sadece o oyuncularındır..

Ki benim 17. ve 20.dakikalardaki iki pozisyonun ardından tek duam, devre arasına kadar öyle ya da böyle oyunu 0-0 taşıyıp, Ertuğrul Sağlam'ın oyuncularımızı uykudan uyandırması yönündeydi..
Fakat ben bu duayı bitirmeden bir duran toptan amatörce bir gol yedik..
Bu gol için lan hedefi olan takım böyle gol yer mi diye hayıflanırken, aynı şekilde ikinciyi de yiyince "Ankaragücü'nün yeni Hocası Lemerre'in Euro 2000'de Fransa ile İtalya'nın elinden kupayı altın golle aldıklarında donup kalması gibi ben de kısa süreli bir kopuş yaşadım bu diyardan..


Beni canlandıran ise Sercan'ın sağ kanattan aldığı topu 50 metre sürüp diğer takım arkadaşlarının da benim gibi seyrettiği pozisyon oldu..
Pozisyonun devamında Sercan'ın sakatlanması ile de bizim için tüm umutlar daha 30.dakikada bitti diyebiliriz..
Sercan'ın yerine Volkan Şen girdi ve Turgay santrafora geçti bu kez..

Volkan'da da inanılmaz bir düşüş var, bu düşüş de performanstan ziyade mental olarak sorunları var sanki bu oyuncunun..
Eskişehir maçında bir pozisyon kaçırdı ardından hemen küstü oyuna..
Bugün sonradan girdi,sağ kanatta çok olumlu işler yapmasına rağmen, arkadaşlarına pas vermeyip bencillik yapması kabul edilebilecek bir durum değildi bana göre..
Acaba Sercan'ın gerisinde kaldığını mı hissedip, kendini kanıtlama çabasına mı girdi orasını pek anlamadım..
Ama eski günlerine en yakın zamanda dönmesi gerekiyor..

Ozan İpek hakkında maçtan önce fazla söze gerek yok demiştim, maçtan sonra ise söyleyecek hiç bir şey bulamıyorum..
Bursaspor'a katılmasının üzerinden tam 1 yıl oldu bu oyuncunun ve ben ilk defa Ozan'ı bu kadar inançsız gördüm..

Zapo-Ömer ikilisinin de yenilen ilk iki golde de payları çok büyüktü..
Sanırım savunmamızın değişmez ismi İbrahim Öztürk olacak bu günden sonra..


Neyse Sağlık Olsun ne diyelim..
Zaten bu kısıtlı kadromuzla hem lig hem kupa biraz zor olacaktı..
Bu mağlubiyet sonrası gerekli dersleri çıkararak, lige daha sıkı sarılmak bizim için çok daha mantıklı olacaktır..

Hiç yorum yok: