Aslında bu yazıyı http://emosimoghsilain.blogspot.com adresinde bir kaç gün önce yayınladım ama hala güncelliğini koruduğundan burda paylaşmamızın bir mahsuru yok şimdilik.
Ne de olsa sezonun ikinci yarısı henüz başlamadı..
İlk yarı değerlendirmesi yapmak için biraz geç oldu ama hem evdeki internet bağlantısının son günlerde yarattığı sıkıntı, hem de finallerimin başlamış olmasından dolayı anca fırsat bulabildim...
Öncelikle Rijkaard'ın Galatasaray'a uygulatmaya çalıştığı 4-3-3'ü seçtim kendime ideal 11 için, sonra da oyuncuları yerleştirdim..
Oyuncu tercihlerinde ise öncelikle takımlarının bulundukları konumda ne denli payları olduğunu göz önüne aldım.
Kalede uzak ara İvankov diyebilirim, bu tercihimde çok zorlandığım söylenemez.
Kaç kaleci maç kurtardı ki ilk yarıda.
Savunmanın sağında Ali Tandoğan.
Aslında gösterdiği gelişimden dolayı Sabri'yi seçecektim ilk başta ama Ali Tandoğan'ın ligin asist kralı olduğunu da göz önünde bulundurduğumda Ali daha ağır bastı.
Savunmanın solunda da yine tartışmasız İbrahim Üzülmez.
Ligin ilk yarısında damga vurdu diyebiliriz.
Beşiktaş gidip onun yerine adam bulmak için paraları döküyor ama hiç biri yine de Deli İbrahim'i kesemiyor. (Juanfran,Seriç ve 6 M€'luk İsmail Köybaşı ilk aklıma gelen isimler) Hele bu adamın 36 yaşında orta yapmayı öğrenmiş olması taktir edilmesi gereken bir durum..
Savunmanın ortasına geçtiğimizde ise Zapo-Ferrari ikilisi banko bana göre.
Hem Zapo hem de Ferrari takımlarının olmazsa olmazları diyebiliriz.
Bu iki oyuncunun ortak özelliklerinden. ilki İtalya Seri A'dan gelmiş olmaları,ikincisi ise Ferrari'nin Zapo'nun yerine getirilmiş olması.
Ferrari'siz bir Beşiktaş savunmasını bizim maçta gördük son 20 dakikada.
Zapo da işin savunma boyutununun yanında sadece attığı kritik gollerle Kasımpaşa-Denizli-Beşiktaş maçlarında üç puanları getiren isim oldu.
Zaman zaman son Beşiktaş maçındaki penaltı pozisyonundaki
gibi kendine yakışmayacak amatörlükler yapmış olsa da genel performansın değerlendirdiğimizde Zapo bu 11'de olmayı hakediyor..
Savunmanun önündeki ismim Fabian Ernst.
Zaten 11'e önce onu yazdım ve ona göre diğer 10 adamı listeye dahil ettim.
Türk futbolunun böyle yabancılara ihtiyacı var.
İleride çocuklara ders olarak gösterilebilir bu adamın saha içinde yaptıkları.
Bu Almanın yanına süperligde en nefret ettiğim oyunculardan biri olan doğuştan (!) Fenerbahçe'li Emre Belözoğlu'nu yerleştiriyorum.
İlk yarıyı takımının lider kapatmış olmasında en büyük pay da onun bana göre..
Zaten Avrupa'ya bu haliyle gitse efsane olurdu.
Orta sahadaki bir diğer isim de bizim İvan Ergiç.Bu yıl pek alışık olmadığı bir mevkide oynuyor aslında ama çok başarılı yine de.
İstikrarı yakalayabildiği zaman çok daha ileriye taşıyacaktır takımı.
(Örneğin Kayseri maçında hiç olmadığı kadar kötüydü)
Top kapma konusunda Ernst'ten ders aldığı taktirde çok daha iyi olacaktır.
Onun Türkiye'ye gelmesinde kimin payı var ise sonsuz teşekkürler..
Hücum hattına geçtiğimizde ise sağ kanada gelince Volkan Şen-Keita arasında kaldım ama son kararım Keita oldu. Her ne kadar devamlılığı sağlayamamış olsa da Galatasaray'a kattıkları göz ardı edilebilecek cinsten değil.
Zaten bu oyuncunun devamlılığı olsa değer 7 değil 70 milyon euro olur..
Sol kanattaki isim ise Antep'li Julio Cesar.
Her ne kadar bu yıl genelde santrafor olarak oynamış olsa sol önde de pekala başarılı olabilir.Adamın ilk yarıda attığı gollere baktım da bir tane normal yok, hepsi jeneriklik.:)
Santraforum ise ligimizin gol kralı "Ayı Boğan Makukula"..
Kayseri'de bizim kaptana yaptıkları hala gözümün önünden çıkmıyor.
Onu birebirde marke edebilecek adam yok şuan Türkiye'de.
Zaten ikinci yarıda bütün takımlar uyanıp, bu oyuncuyu 1 önden 1 arkadan olmak üzere 2 oyuncu ile durdurmaya çalışacaklardır.
O yüzden 13 gollü Makukula'nın yıl sonundaki gol sayısı 20'yi kesinlikle geçemeyecektir bana göre..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder