Maçtan önce ısınma hareketleri esnasında futbolcularımızdaki hırs, kazanmaya istek ve inanmışlık belli ediyordu kendini..
Ozan'ın Eskişehirspor savunmasından (Koray'dan) topu kapıp İvesa'nın yanında filelere gönderdiğinde henüz saniyeler 30'u gösteriyordu..
Bu kadar çabuk gol yemeyi beklemeyip, takımını sahaya 3 ön liberoyla sahaya süren Rıza Çalımbay'ın da bir haftalık planları suya düşüyordu maçın hemen başında...
Eskişehir yediği golün şokunu atlatamadan, 3. dakikada sağ kanattan gelişen atakta topla buluşan Sercan Nadereviç'ten topu kurtardığı gibi kafasını kaldırıp içerideki Turgay'ı gördü, bu oyuncunun vurduğu kafa vuruşunda top üst direkten geri geldi, dönen topa bu kez ayağıyla hamle yapan Turgay'ın vuruşunu İvesa bu kez kafayla çıkardı, pozisyonların tekrarını izleme fırsatım olmadı ama söylenene göre top içeriden çıkarılmış..Alltaki fotoda da çok açık bir şekilde İvesa'nın içeride olduğu görülüyor..
Dakikalar 12'yi gösterdiğinde ise sol kanattan gelişen atağımızda Mustafa Keçeli topu Ozan'a çıkardı ama Sezgin önce davranıp topu uzaklaştırmayı başardı..
13.dakikada ise bu kez Volkan Şen Ozan İpek'e gönderdiği mükemmel ara pasıyla bu oyuncuyu savunmanın arkasına kaçırdı, Ozan bencillik yapmayık arka direkteki Turgay'a topu aktarmasına rağmen bu oyuncu topa dokunamadı..
Biz ahlar içinde maçı izlerken takımımız vites küçültmeyip, Eskişehir üzerindeki baskıyı her dakika daha da arttıryordu..
Dakikalar 14'ü gösterdiğinde ise bu kez Mustafa Keçeli kendini sol kanada atmış olan Sercan'ı topla buluşturdu, bu oyuncu da mükemmel bir hareketle Sezgin'i geçip ceza sahasını girdi ve arka direkteki Turgay'ı gördü.Bu oyuncu da gelen topu önce kontrol edip sonra da Eskişehir filelerini havalandırıp bizi 2 farklı öne geçiren golü kaydetti...
Bu golden sonra hücum presini kesinlikle bırakmayan takımımız Eskisehir'in üzerimize gelmesine izin vermedi.
Onlar da çareyi uzun topla çıkmakta bulunca oyun dan-dun'a döndü ister isteme..
İkinci golden sonraki ilk tehlikeli atağımız 28.dakika gelişti..Ozan İpek'in pasında Sercan soldan cezasahasına girdi ve topu içeriye koşu yapan Turgay'a çıkardı, bu oyuncu da iyi düşünüp topun üzerinden atladı fakat arka direkteki Volkan Şen Turgay'la paralel düşünemediğinden dolayı güzelim pozisyon heba oldu..
33.dakikada savunmanın arkasına topla mükemmel bir dribling yaptı, topa vurabilirdi ama daha uygun durumdaki Volkan Şen'e topu bıraktı fakat beş dakika öncesinde yaşadığı pozisyonun etkisinden çıkamayan Volkan topu İvesa'ya nişanladı..
Bu pozisyonla birlikte bizim hem takım olarak bizim rüzgarımız kesildi ve de Volkan Şen oyundan düştü..
Ben Ertuğrul Hoca'dan erken bir değişiklik bekledim bu dakikalarda ama kendisi oyuncusunun moralini düşünerek Volkan'a devre sonuna kadar sabretmeyi tercih etti..
Tabi yukarıda rüzgarımız kesildi deken Eskişehir'in tek bir şeyler yapmak için çabalayan oyuncusu olan Erkan Zengin'in oyuna dahil olduğunu da söylemeden geçmek olmaz..Erkan'nın bu halini gördükten sonra benim görüşüm Beşiktaş'ta Serdar Özkan gibi evlatlara verilen şansın yarısı bu oyuncuya verilse şimdi Türkiye'de gündem Erkan Zengin olurdu..
Buarada 42.dakika Bülent Ertuğrul'un Eskişehir'in ilk şutunu kalemize gönderdiğini söylerken, ikinci şutlarını da 87.dakikada Büyük Kaptan (!) Ümit Karan'ın penaltı vuruşuyla attıklarını söylemek gerek..
İkinci yarıya Ertuğrul Sağlam iki, Rıza Çalımbay da 1 oyuncu değişikliği ile başladılar..
Bizde oyundan alınan Volkan Şen ve İvan Ergiç'İn yerine, Veli-Bekir Ozan ikilisi dahil oldu..
Rakipte ise Caner Celep'in yerine Manisa'nın Büyük Kaptanı 45 nuramlı formasıyla günah çıkartmaya çalışan Sezer Öztürk ikinci yarıya başladı..
Böylece maça 4-3-1-2 başlayıp 4-3-3'e dönen Rıza Çalımbay sonunda doğru yolu bularak 4-4-2 dizilişi ile ideali buldu ama yine de sistem değiştirme ısrarını sürdürüp John Jaycee hamlesiyle de takımını 4-1-1-4 gibi saçma sapan bir dizilişe mahkum etti.
Biz ise maça 4-4-2 başladık ve Batalla-Sercan değişikliğne kadar böyle devam ettik.
Batalla girince 10 numaraya geçti ve Turgay ileride tek kaldı.
İkinci yarıda ise pek gollük pozisyon yaşanmadı, Ertuğrul Hocanın Bekir Ozan-Veli hamleleri tuttu ve Eskişehir bir kere bile gelemedi kalemize, oyuna çok forvet sokmayla hücum futbolu oynanamayacağını anlamıştır herhalde Rıza Çalımbay.
İlk tehlikeli atağımızı 60.dakikada Kaptan Ömer Erdoğan'ın indirdiği topu Ozan İpek'in dışarıya gönderdiği topla yakaladık.
Zaten ikinci tehlikeli atağımızda 83.dakikada Batalla'nın verdiği mükemmel arapasıyla cezasahasına hareketlenen Ali Tandoğan'ın vuruşuyla skoru 3-0'a getiren golü attık..
Biz maç bitti derken 87.dakikada Hüseyin'in koluna çarpan topla Eskişehir penaltı kazandı ve Büyük Kaptan skoru 3-1 yaptı..
Sonra da herhangi bir tehlikeli pozisyon yaşanmadan Bünyamin Gezer mücadelenin son düdüğünü çaldı.
* Turgay'ın hayatının maçını oynadığını söyleyebilirim bugün, sezon başında 5cm zıplayamayan adam Ertuğrul Sağlam'ın elinde mükemmel gelişerek hava topu bırakmayan pivot santrafora dönüştü bir anda..
* Sercan Sivas maçından sonra bugün de çok iyiydi, gol atamadı ama çok yıprattı rakip savunmayı..Zaten Turgay'ın attığı golün asistini yaptı, arkadaşları biraz daha dikkatli olsa bu asist sayısı daha da fazla olabilirdi.
* Ama maçın en iyisi Ozan İpek'ti diyebiliriz, koştu mücadele etti, ilk yarının en iyi sağ beki gösterilen Koray Arslan'a yapmadığını bırakmadı, sağından solundan bacak arasından heryerden geçti.
Koray'ın bu maçı, özellikle de Ozan'ı uzun süre unutabileceğini düşünmüyorum..
* Savunmada da bombacı İbrahim Sivas maçından sonra bugün de hatasız oynadı.
Burdan kime sallasam, adamların performanslar % 100 artıyor, önce Turgay, sonra Hüseyin son olarak İbrahim'de gözle görülür performanslar yükselmeleri oldu..
Var bu işte bi iş ama ben anlayamadım doğrusu.
Onlar oynasın da ben döt olmaya razıyım...:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder