28 Şubat 2010 Pazar
Gol Bee...Aferin Çocuklar..
Sabah uyandığımdan beri İstanbul Basınında Bursaspor hakkında yazılanları okudum..
Acayip gururlandım..
Çoğunun yorumlarına itimat etmeyip, etliye sütlüye dokunmadan skor yorumculuğu ile prim yaptıklarını düşünsem de yine bu yazıları okumak çok hoşuma gitti..
Hemen hemen bütün sporyazarları da Bursa'nın asla Sivas'la aynı kefeye konmaması gerektiğinden, Ertuğrul Sağlam ve öğrencilerinin şampiyonluğun en önemli adayı olduklarından bahsetmişler..
Zaten biz bunu sezon başından beri her hafta söylüyoruz fakat o insanların gözü daha yeni açılmış, ne diyelim bu da güzel..
Bursaspor neden asla bir Sivas değil biraz da ondan bahsedelim..
Öncelikle Sivasspor'un geçen yıl şampiyonluk maçında bile tribünlerin ancak yarısının dolduğu, bu yarının da en az 10'da 9'unun maça döner erkmek yiyip çekirdek çıtlatmak için geldiğini..
Bursaspor'un küme düşmeye oynadığı yıllarda bile her maç tıklım tıklım tribünler ile müthiş coşkulu taraftar grubu önünde oynadığını düşünürsek en basit farkı görmemiz mümkün..
Oyun sistemi farklılıkları da oldukça göze batan etkenlerden..Bülent Uygun'un Sivas'ı 60-70 dakika rakibe mahkum oynadıktan sonra yakaladığı kontralarda öyle ya da böyle gol atamayı başarıyor ve maçlarının büyük çoğunluğunu 1-0 almasına rağmen Bursaspor pozitif futbol oynayarak şuan itibariyle ligin en yüksek gol ortalamasına sahip takımı..
Bir de oyun anlayışı farklılıkları var tabi..Sivasspor çirkef bir futbol oynayıp herkesin nefretini kazanmasına karşın Bursaspor ligin en az faul yapıp en az kart gören takımı.Mesela dünki maçta ilk yarıda sadece 1 faulle oynadık, o da 40.dakikada falan Ozan İpek tarafından yapıldı, faullerimizin 10'da 7'sini bu oyuncu yapıyor zaten.Gördüğümüz 35 sarı kartın altında 7'sinde Ozan İpek'in imzası var, 1 kırmızı kart gördük onun da sahibi tabiki yine Psikopat Ozan..
Sivas'ın antipatikliğinin bir başka sebebi de Türk futbolunun Fatih Terim'den sonra yetiştirdiği egosu en yüksek hocası Bülent Uygun..
Adam sezon başında Ligtv'ye katılarak ben ve arkadaşlarım futbolcularımızı kendi oluşturduğumuz "Türbilans" sistemine göre çalıştırıyoruz diye anlatırken, ligin son haftalarında başarılarının sırrı sorulduğunda cevabı ise kendi oluşturduğu "BülentTur" sisteminin olduğundan bahsetti..Yani ekibinin "Türbilans" ını bir anda yaptı kendi "BülentTur" u..
Zaten çok fazla antipatik bulduğum Sivasspor takımından o açıklamanın ardından iyice soğuyup "Sivas" şampiyon olmasın da kim olursa olsun demiştim kendi kendime..
Bizim başımızdaki hocaya bakıyoruz tüm Türkiye'nin büyük sevgisini saygısını kazanan "Adam gibi Adam Ertuğrul Sağlam"..
Dünki maçta özellikle dikkat ettim, Ligtv'den dudaklarını okudum her pozisyondan sonra..
Ulan insanoğlu bir kere de küfür et..
Kötü söz söyle..
Gol kaçırıyoruz tepkiler "Hadi bee"..."Tüh bee"
Gol atıyoruz tepki "Gol bee"..."Aferin Çocuklar"
27 Şubat 2010 Cumartesi
Bursasporumuz:3 Sivasspor :0
Fenerbahçe galibiyetinin önem kazanması için Sivas'tan alınacak 3 puan çok önemliydi bizim için..
Futbolcularımız bunun bilincinde sahaya çıktılar, terlerinin son damlasına kadar mücadele ettiler ve hakettikleri puanları ceplerine koyarak mutlu bir şekilde evlerine dönüyorlar..
Maça çok iyi başladık bugün, çok kolay pozisyona girdik..
İlk 20 dakikada bile 3-0 yapabilirdik çok rahat ama şans yanımızda değildi çok fazla..
Bu kadar gol kaçırmak tehlikelidir, takımın beynine ben bu takımı nasıl olsa yenerim düşüncesini yerleştirir rakibin de özgüvenini yükseltir, direncini arttırır dediğim dakikalarda Batalla imdadımıza yetişti ve frikikten çok nefis bir gol atarak öne geçmemizi sağladı..
Zaten Sivas'ın hocası Muhsin Ertuğral bu maçın karşısına "0" puan yazdığı çok belliydi..
16.dakikada yakaladıkları kontra dışında herhangi bir pozisyonları olmadı zaten maç boyunca..
Biraz Erman Kılıç, biraz da Mehmet Yıldız skora isyan etmeye çalıştılar ilk yarıda ama o da yeterli değildi tabi..
İkinci yarının 48 ve 50. dakikalarında ardı ardına 3-0'ı bulunca da oyun tamamen rölantiye döndü..Sivas daha fazla yememek için ileriye çıkmadı, bizim çocuklarda kendilerini yormadılar çok fazla..
Ben Ertuğrul Hoca'dan Veli-Ozan-İglesias hamlelerini daha erken beklememe rağmen hocamız değişklik yapmak için çok da aceleci davranmadı..
Oyuncularımızın bireysel performanslarına baktığımızda en fazla göze batan isim Pablo Martin Batalla oldu.Pres yapmaktan aciz Sivasspor takımıyla dalga geçti resmen, ara pasları, topuk pasları falan mükemmeldi..Geldiğinden beri en iyi futbolunu oynadı diyebiliriz bu oyuncu için..
İvan Ergiç de biraz daha toparlanmış gözükmesine rağmen çok fazla sorumluluk almadan basit oynamaya gayret gösterdi..
Ama biraz daha geriye top almaya gelip, takımı atağa çıkarmayı düşünse çok daha etkili olabileceğini düşünüyorum..
Ergiç bu görevi yapmayınca ister istemez savunma oyuncularımız uzun top kullanmak zorunda kalıyorlar, o zaman da toplar genellikle rakibe gidiyor..
Neyse sonuç olarak 22. maçta 46 puan yaptık maç başına 2 puan ortalamasını geçtik..
Önümüzdeki hafta yüksek gerilimli bir Diyarbakır deplasmanımız olacak, bu maçtan da 3 puan ile ayrılırsak önümüz gerçekten çok açılacak..
Diyarbakır'dan sonra erteleme maçında Kasımpaşa ile oynadıktan sonra kendi evimizde ardı ardına Manisa ve Denizli ile oynayacağız..
Son Olarak..
Bu Yolun Sonu Avrupa Olur İnşallah !!
Bursaspor-Sivasspor / Timsah'ın Ayak Sesleri
26 Şubat 2010 Cuma
23. Hafta Rakibimiz: Sivasspor
Yarın Sakarya'da seyircisiz oynanacak maçta Bursasporumuz Sivas karşısında olacak.
Maçımızı Ligtv ilk başta yayın akışında olmamasına rağmen Fenerbahçe zaferinin ardından canlı yayınlama kararı aldı.
Biz de bir sorun çıkmazsa dibimizdeki Bursaspor'u TV'den seyredeceğiz inşallah..
Neyse son haftalarda Mehmet Yıldız'ın da iyileşmesiyle toparlanma sürecine giren Sivasspor'a bakalım..Devre arasında yaptıkları transferlerler ilgili şurda daha önce bir yazı yazmıştım..
Çok fazla zaafları olan bir takım bu Sivas..
Bilica'nın gidişinden sonra hala stoperde ideal ikililerini oturtamadılar..
Aubey alındı Rennes'ten, ilk başlarda Murat Sözgelmez ile oynadılar, bir ara Yasin formayı kaptı, şimdi yine Murat'a döndüler..
Kim oynarsa oynasın bu oyun anlayışıyla savunma arkasına atılan her topta kalelerinde pozisyon görebiliyorlar. Geçen yıl savunmasını daha geride kurup rakibi kendi yarı alanında bekleyen takım bu yıl pozitif futbol oynamaya çalışıyor, savunmasını ileri çıkarıp alan daraltıyor ama kaptırdığı her topta kalesinde pozisyon görüyor..
Kaderleri de Akın'ın ellerine kalmış oluyor bu durumda.
Tabi bir de yeni aldıkları ve çok güvendikleri oyuncuların ligimize alışma durumları var.
Mesela orta ikilide oynaması muhtemel Nabil Taider çok teknik fakat çok narin bir adam.
Yıllarca Fransa Liginde oynamış olmasına rağmen fizik gücünü geliştirememiş bir türlü..
Ya da hücum hattının her bölgesinde oynayabilen Van Heerden diye bir oyuncu var ki akıllara zarar.Çok hızlı, çok iyi top sürebiliyor, tekniği de fena değil ama ne devamlılığı var bu adamın ne gücü.Zaten güçlü olsa devamlılığı da olacak..Karşısında narin bekler bulunca perişan eder ama bizim ligimizdeki gibi kasapların karşısında pıs diye söner..
Yenileri geçtiğimizde eskilerden de geçen yıl ki performanslarınına bir türlü yaklaşamayan, Musa Aydın, Yannick Kamanan, Petkoviç, Murat Sözgelmez,Sedat Bayrak, Abdurrahaman Dereli, Hayrettin Yerlikaya gibi isimler de bulunuyor kadroda.
Ya da geçen sezon kendi kulüplerinde gösterdikleri üst düzey performanslar ile takıma katılmış fakat katkı koyamayan Uğur Kavuk, Agbetu, Erman Kılıç, Cihan Yılmaz, Yasin Çakmak gibi isimler de mevcut.
Bu isimler içinden Erman'ı ayrı bir yere koyabiliriz belki ama çok fazla bireysel oyunu tercih ettiğinden dolayı bal yapmayan arı kıvamında şu aralar.
İyi bir sistemi olan bir takımın çok önemli yapıtaşı olabilecek kalitede bir oyuncu olduğuna da eklemeden geçersek Erman'a haksızlık yapmış oluruz..
Neyse Sivas'ın bize karşı oynaması muhtemel kadrosunu vererek yazımızı noktalayalım..
25 Şubat 2010 Perşembe
Bu Sene Şampiyon Kim Olur??
Yeni yayın ihalesiyle birlikte zaten kulübün gelirleri ikiye katlanacak. O kadar iş adamları var yönetimde, bankadan kredi çekmiyorlarsa kulübü borçlandırsınlar kendilerine "Yıldırım Demirören"in yaptığı gibi.Neyse artık olan olmuş şu kısıtlı kadroyla yolumuza devam etmek zorundayız.
Peki bu yolun sonu Şampiyonluk olur mu, "Biraz Zor".
Öncelikle takımımızın belirli bölgelerinde ciddi alternatifsizlikler mevcut.
Mesela Ali Tandoğan kupada gereksiz bir kırmızı kart gördü, tamam hem Tuna hem Veli ellerinden geleni yaptılar ama yetersiz oldukları herhalleriden belli..
Sağ beki geçtik sol bekte ise elimizdeki en iyi adamımız Mustafa Keçeli.
Bu oyuncu süperligde bizden başka hangi takımda oynar diye soruyorum kendime de bir türlü cevap bulamıyorum..Şampiyonluğa oynayan takımlardan ziyade küme düşmeme mücadelesi veren takımların bu mevkilerde oynayan oyuncularına bakıyorum, Çağlar Birinci, Eren Aydın, Bassem Abbas, Ergün Teber, Hayrettin Yerlikaya..Bunların hangisinden kalite olarak üstün bizim Mustafa Keçeli?..Bence hiçbirinden..
Ya da ortasahanın sağında Volkan Şen sakatlansa ilk tercih edilecek isim kim olur bu takımda?
Tabiki Veli Acar..Ee bu oyuncu Türkiye hangi takımda oynayabilir?
Cevabım yine hiç biri oluyor üzülerek..
Peki sol kanatta Allah korusun Ozan İpek'e bir şey olsa yerine kim oynar cevap yine Veli..
Belki Eren Albayrak ama o da kuvvetlenemedi bir türlü.
Hoca maç tecrübesi kazansın diye A2'de oynatıyor ama orda da çalım tarzından dolayı sürekli sakatlanıp duruyor bu çocuk.Şurdaki yazımda yazmıştım daha önce bu konuyu, birileri şu çocuğu uyarmıyor mu merak ediyorum..
Bu zaaflarımız yüzünden asla kendimi şampiyon olacağız diye şartlandırmak istemiyorum..
Edirne'den dışarı adımızı atalım yeterli benim için şu şartlarda..
Bursaspor'un en iyi derecesinin 4.lük olduğu ve bunu tarihinde sadece 2 kere başarmış olduğu varsayıldığında pek de haksız sayılmam aslında..
Basamakları yavaş yavaş ama emin adımlarla çıkmak gerekiyor, Sivas gibi hızlı koşup erken yorulmak istemiyorum, bu sene şampiyon olmayalım ama Avrupa'ya gidelim sene sonuna kadar Eren Albayrak, Emre Pehlivan, İsmail Haktan Odabaşı, Muhammet Demir, İsa Bağcı gibi genç ve umut vadeden isimlerden en 2 tanesine kazanalım yetecek zaten bana..
Alt yapısı harıl harıl çalışan bir kulübümüz var, dışarıdan büyük oyuncular alarak altı doldurulmamış başarılar yaşamaktansa kendi yağında kavrulabilen, kendi oyuncularıyla şampiyon olan bir Bursaspor çok daha mutlu eder beni..
23 Şubat 2010 Salı
Fenerbahçe: 2 Bursasporumuz:3 (II)
Maça girer girmez oyuna başlayan 11'i görünce kısa süreli bir şok yaşadığımı belirtmek istiyorum..
Savunmamızın solunda Yenal'ı görüp, ortasahada Bekir Ozan'ı görmeyince büyük bir karamsarlık kapladı beni..
Ayrıca Batalla ile Ergiç'in aynı anda 11'de olmasıyla ortasaha hakimiyetini tamamen rakibe kaptıracağımızı düşünüyordum, şurda da yazmıştım kupadaki ilk FB maçı öncesinde..
Maç başladı, tam bugün en azından futbolcularımızın bacakları titremiyor, beklediğimden iyi başladık diyordum ki arkadaşıma cümlemi bitirmeden Alex yazıverdi golü henüz dakikalar 5'i gösterirken..
Golden sadece 1 dakika sonra Volkan Şen'in Ankaragücü maçındakine benzer bir pozisyonda sağ ayağıyla dribling yapıp soluyla vurduğu top önce Volkan Demirel'e ardından da direğe çarpınca acayip moralim bozuldu..
Hele o 22.dakikada Vederson'un gözü kapalı içiriye şişirip Andre Santos'un topukladığı golden sonra çöktüm resmen..Taa ki Batalla'nın ara pasına hereketlenen Ozan İpek'in sol kanatta fırtına gibi esip tekrardan Batalla'ya aktardığı topta 1.65'lik Batalla'nın Trabzon maçındakine benzer bir şekilde attığı gole kadar hiç kopuş yaşadım sanki bu dünyadan..
Neyse ilk yarıdaki zaaflarımızdan bahsedelim biraz..
Öncelikle Yenal Tuncer çok çok çok kötüydü..
Maçın hemen başında geçtiği ıskada Allah'tan Guiza topu İvankov'a nişanlaması Yenal'ın en büyük şansıydı diyebilirim.Tabi sadece bu pozisyon değildi Yenal'ı kötü yapan, hemen hemen her pozisyonda yerleşim hatası yaptı, bazen çok önce bastı, bazen çok geç kaldı..Hoca Yenal'ı Özer karşısında daha çevik hareket edebilir mantığıyla oynatmıştır muhtemelen ama bu oyuncunun maç eksiğinden dolayı sorun yaşayabileceğini atlamış anlaşılan.. Ordan Fenerbahçe kaç kere geldi ben sayamadım doğrusunu söylemek gerekirse..
Allah'tan bizim "Bombacı İbrahim" ilk goldeki hatasının haricinde mükemmel oynadı..
Her topa yetişti, hatta bir ara dribling yapıp takımı atağa bile çıkardı..
İkinci yarının başında Ertuğrul Sağlam'dan en az iki değişiklik bekliyordum ki o sadece 1 taneyle yetindi..
Yenal çıkıp yerine Keçeli girdi..Bekir Ozan sahada olsa belki de 60.dakikaya kadar olan baskıyı yaşamayacaktık.O dakikalarda golü kalemizde görsek direncimiz de kırılacaktı muhtemelen..
Hocamızın maç sonunda da dediği gibi şans da yanımızdaydı..
Fenerbahçe özellikle Emre-Baroni ikilisinin yarattığı farkla ortasahada büyük bir üstünlük kurdu..
Ama onlar da 60-65 arası yürümeye başlayınca oyun tekrar rölantiye döndü..
Bekir Ozan girince hemen ortasaha direncini arttırdı ve de farkını çok geç olmadan belli etti..Böylece çok daha fazla top kazanmaya başladık, Volkan Şen-Ozan İpek ikilisini daha fazla topla buluşturmaya başladık..
Bizi skora ortak eden gol de nitekim Bekir'in kazandığı topun devamında gelişen atakta, biraz da Bilica-Baroni ikilisinin ikramıyla geldi..Bilica'nın uçan tekmesiyle kazandığımız en direk vuruşta, çirkeflikte Bilica'dan fazlası olup eksiği olmayan Baroni'nin erken ileri fırlayıp, sırtına çarpan topun Volkan Demirel'i yanıltmasıyla golü bulduk..
Üçüncü golümüz de yine Volkan Şen ile yakaladığımız kontrada, bu oyuncunu topu arkada boş olan Ozan'a yaptığı asist ile geldi..
İkinci golden sonra kendimi o kadar zorlamışım ki golün ardından ses tellerim kopacak sandım..
Hala sesim travesti gibi çıkıyor..:)
Hayatımın en güzel günlerinin yaşadığım son 2-3 günün sonunda gelen bu zafer benim için çok önemliydi.
Bütün futbolcularımızdan Allah binlerce-milyonlarca kez razı olsun..
22 Şubat 2010 Pazartesi
22. Hafta Rakibimiz: Fenerbahçe // 18 Kişilik Kafile
Durumla ilgili ise sadece şu resmi açıklama yapıldı..
Bursasporumuz, akşam saatlerinde karayoluyla İstanbul`a gelerek maç saatini beklemeye başladı. |
----------------------------------------------------------------------------------------
Yani kafilede kimin olmadığı yazmıyor.Ben de inat edip BSTV'deki şu videoyu izleyip tek tek maç otobüsüne binen oyuncularımızı saydım..
İvankov, Yavuz Özkan, Ali Tandoğan, Mustafa Keçeli, Yenal Tuncer, Tomas Zapotonchny, İbrahim Öztürk, Ömer Erdoğan, Hüseyin Çimşir,Bekir Ozan, İvan Ergiç, Giani Kirita, Volkan Şen, Veli Acar, Ozan İpek,Pablo Martin Batalla, Turgay Bahadır, Leonardo İglesias..
Liste 18 kişi, görüldüğü gibi Sercan Yıldırım kadroda yok..
Benim yazdığım bu listeyi yazmak çok mu zor arkadaş..
Bana ne takımın hangi yoldan gittiğinden, Polis miyim ben..
**Ee bari adet yerini bulsun muhtemel kadromuzu da yazalım..
Saraçoğlu' ndaki ilk maça benim aynen burda yazdığım 11'le çıkıp 3-0 mağlup olduğumuzu da hatırlatmadan geçmek olmaz..
22. Hafta Rakibimiz: Fenerbahçe
Son günlerde Fenerbahçe ile o kadar çok oynadık ki artık benim bile uzun uzun analiz yazıları yazmak içimden gelmiyor.
Zaten teknik-taktik olaylarına pek fazla girmeye gerek yok, iki takım oyuncuları da birbirlerinin güçlü ve zayıf yönlerini çok iyi biliyorlar..
Öncelikle kupanın ilk maçındaki korkak, silik ve basiretsiz futbolun aksine rövanştaki gibi yürekli, kendine güvenen ve ne yaptığını bilen Bursaspor'u sahaya yansıtabilirsek bu maçtan üç puan çıkarmamız için hiç bir neden yok bana göre..
Öncelikle maçın başında salak saçma gol yememiz gerekiyor yani devreyi mutlaka gol yemeden kapatmalıyız.Gerisi öyle ya da böyle bir türlü gelecektir.
Tabi burda da üzerine çok fazla yük binecek oyuncularımız olacak, bunlardan ilki Hüseyin Çimşir.
Trabzonspor maçında hayatının futbolunu oynayan Hüseyin aynı performansı bu maçta da mutlaka sahaya yansıtmak zorunda.Orta sahada bilinen statik Hüseyin'in yerine biraz Kiritavari gözünü karartarak mücadele edip orta göbekte Fenerbahçe'nin driblingle üzerimize gelmesine mani olmak zorunda..Aslında buna tüm oyuncularımız dikkat etmeli..İlk maçtan sonra şu yazdıklarımı bir daha tekrarlamak istemiyorum..
"...Yediğimiz gollere gelmeden önce, 17.dakikada Emre Belözoğlu'nun orta sahadan topu alıp Bekir Ozan ile Kirita'nın arasından geçerek 20 metre dikine topu sürebiliyor ise burda Ertuğrul Sağlam hiç bir şey yapamaz.. Bu pozisyonun hemen 3 dakika kadar sonrasında bu kez Andre Santos (rakibin sol beki) topu orta alandan alıp 5 kişiyi geçerek İvankov'la karşı karşıya kalıyorsa kimse kusura bakmasın ama burda suç sadece o oyuncularındır...."
Bu tür pozisyonlar maçın kırılma anları olur..
Rakibiniz cesaretlenir, senin de futbolcularının gözü korkar, panik havası oluşur..Ve o maçı kaybetmemeniz dualara kalır bundan böyle..
Ki nitekim bizim de Kayserispor ve Fenerbahçe maçlarında bunlar başımıza geldi maalesef.
Ve ne tesadüftür ki iki maçta 3-0 mağlubiyetimizle sonuçlandı.
Ve ne tesadüfür ki iki maçta ön liberomuzda Kirita oynadı ve çok az top kazandı, çok top kaybetti ve yaptığı dengesiz fauller ile rakibe çok fazla duran top fırsatı verdi..
Hüseyin'in bu maçları seyredip Kirita'nın düştüğü hatalara düşmemesini umut ediyorum..
Hüseyin'den sonra üzerine eksta yük binecek olan oyuncumuz Bekir Ozan Has'tır bana göre..O da Trabzon maçındaki performansını sahaya yansıtmalı ve Emre Beleözoğlu'na karşı öyle ya da böyle üstünlük kurmalı.Top kazanma ve orta alanı dirençli tutmada Hüseyin Çimşir'e yardımlarını esirgememeli, top kullanma konusunda korkmadan kendine güvenerek oynayıp gerçek Bekir Ozan'ı sahaya yansıtmalı.
Aslında özgüven problemini halledebilirse ülkenin 1 numaralı oyunu iki yönünü de oynayabilen ortasahası olabilir bu oyuncu..
Geçen yıl Bursa'da 1-1 sonuçlanan Sivasspor maçının ardından ondan ümidi kesip Bank Asya'da kendine takım bakmasını bekliyordum fakat Ertuğrul Sağlam bu oyuncunun tekrar kendisini bulmasını sağladı, son oynanan Trabzon maçında da Hüseyin gibi o da hayatının futbolunu oynadı.Top Batalla'da mı yoksa Bekir Ozan'da mı diye TV başında izlerken çok kez yanılgıya düştüğümü itiraf edebilirim..
Neyse yine fazla uzattık gibi yazıyı, futbolcularımız Fenerbahçe'den daha cesaretli olup, daha özverili olurlarsa maç sonunda şampiyonluk şarkıları söyleyerek Bursa'ya dönebiliriz..
Burdan eli boş bile dönsek fikstür avantajımızı kullanabildiğimiz taktirde Nisan başı gibi Avrupa'ya gitmeyi garantileriz..
Haydi Bursasporum..
Allah Utandırmasın (!)
21 Şubat 2010 Pazar
Fenerbahçe-Bursaspor / ''Kazanamıyorsan''
Şakası bir yana gerçektende yorucu bir dönemden geçiyor hem takımımız hemde biz taraftarlar..En basitinden son 3 hafta içersinde 3.kez Fenerbahçe ile oynuyoruz..
Lakin,takımımız futbol olarak bu 2 Fenerbahçe maçında çok büyük aşama kaydetti..En azından kendilerininde çok zorlu bir rakip olduğunun bilincinde çıkacaklar Saraçoğlu'nun çimlerine..Özgüvenlerinin varolması bireysel yeteneğe sahip birçok oyuncumuz için çok önemli..
Sercan Yıldırım hakkında net bir bilgi yok oynayacak mı diye..Tahminen maç saatinde belli olacak..
Turgay Bahadır'ın da durumu net değil..Kendiside idmanda sakatlandı..Eksiklerimiz olsa bile formda bir Volkan Şen,Ozan İpek,İglesias arkadaşlarını hiç aratmayacaktır..
Bursasporumuz geleceği hakkında tam anlamıyla bir sınava girecek Pazartesi saat 20:00'de..
Alacağımız galibiyet bizi şampiyonluk moduna tam anlamıyla sokacak lakin böylesine kritik bir deplasmanda kazanamıyorsan da kaybetmeyeceksin..
En büyük korkum ne Alex,ne Santos..
Tek korkum herkesten daha fazla sonuca etki sağlayan hakem triosu..Genel olarak beğendiğim bir hakem Bülent Yıldırım..Umarım diğer manipuleci meslektaşlarına benzemeden,skora tesir etmeden bir maç oynatır.. Bursaspor Neden Avantajlı
En büyük avantajımız az önce de belirttiğim gibi özgüvenimiz..
Böyle maçlarda daha doğrusu 55.000 kişinin önünde çok önemlidir özgüven..Topu ayağına aldığında gidebilecek,durumlar kötü giderken olmadık bir yerde vurup gol atacak isimlere ihtiyacımız var..
Hocamızın Batalla'yı son 30 dakikada sahaya sürmesini bekliyorum..Daha doğrusu tam anlamıyla dengede giden bir karşılaşmada yavaş yavaş Avrupa kupasınında etkisiyle yorulan Fenerbahçe'yi dağıtabilecek bir isim Batalla..Taktik olarakta bunu benimsemeliyiz..Önce durdur sonra gol at..
Daum'unda oyuncularının kondisyonun son dakikalarda biteceğinin farkında olduğunu düşünüyorum..Yani kurt hoca takımından aynı kupadaki ilk maç gibi karşılaşmayı erken koparmasını isteyecektir..
Bizimde ilk yarının sonunda oyunu dengede tuttuğumuz kadar skoru da dengede tutabilirsek ikinci devrede avantajlı olacağız..
Takımımızda defans anlayışı her ne kadar Kadir Has,Şükrü Saraçoğlu gibi stadlarda bozulsada artık hocamızın bu konuda dersini her zamanki gibi başarıyla aldığını düşünenlerdenim..
Ömer-İbrahim Öztürk 2'lisi benim tercihim olur defansın ortasında..
Çünkü İbrahim yerden kesici olduğu kadar hava toplarında arkaya adam kaçırabiliyor..Ömer Erdoğan'ında tam ters özellikte olduğunu düşünürsek birbirlerini iyi tamamlayacaklar..
Fenerbahçe ile son zamanlarda yaptığımız sık karşılaşmalardan sonra dediğim gibi artık ezberledik onları..
Fenerbahçe'nin tüm ofans gücü Alex'e bağlı..Kendisini Bekir Ozan-Hüseyin 2'lisi ile durdurabileceğimize inanıyorum..Sonuçta Alex sıkı markajın altında sahada ölü gibi dolaşıyor..Özellikle Hüseyin'e bu konuda çok güveniyorum..
Guiza'dan çekiniyorum
Tek korkum cidden çok moralsiz olan Guiza..
Niye korkuyorsun o zaman diyebilirsiniz..Hemen açıklayayım..
Ben kesinlikle Guiza'nın 11'de başlamamasını istiyorum..Sonuçta şu an çok eleştiriliyor hedef haline geldi..Fırsatçı bir Semih'i Hırslı ve hızlı bir Guiza'ya kesinlikle tercih ederim..
Guiza'nın da durup durup hep bize gol attığını düşünürsek onun oynamaması tercihim..
Fenerbahçe'nin en büyük eksiği de Lugano olacak..Tartışmasız bu bizim için ofans anlamında olduğu kadar defans anlamında da büyük bir avantaj..Lugano kornerlerde,duran toplarda da çok tehlikeli oluyor..Onsuz Fenerbahçe defansını da kupadaki rövanşta gördük..
Bilica Lugano'suz tam anlamıyla bir ölü..Bilica'nın yanında kim oynarsa oynasın biz hızlı kanatlarımızla olduğu kadar diri forvetlerimizle çok zorlayacağız Fenerbahçe'yi..
Kısacası çok zorlu bir karşılaşma olacak..
Kazananın zirve yolunda büyük bir adım atacağı bir maç..
Hakemlerin adam gibi oyunu manipule etmeden maçı yönetmesi tek dileğimiz.. Kazanamıyorsan kaybetmeyeceksin diyorum..Ama ''Kazanamıyorsan''.. Bizi şu an için kazanamama gibi bir düşüncemiz yok..Sonuçta çok iyi bir takımız..Skoru dengede tutarsak oyunun sonlarında yorgun Fenerbahçe'yi gömebiliriz Kadıköy çimlerine..
Fenerbahçe'de Lugano ve Mehmet Topuz gibi önemli eksikler var..
Ertuğrul Sağlam ve askerlerine güvenim sonsuz..Ligte 2 maç aradan sonra galibiyete tekrar ulaşacağımıza ben inanıyorum..Alacağımız 3 puan bizim Avrupa sayfamızı açacağı gibi Şampiyonluk seslerini de hiç olmadığı kadar gür çıkartacak..
Trabzon'un berabere kaldığı Beşiktaş-Galatasaray maçında da kaybedilecek puanları düşündüğümüz takdirde bu 3 puan bize kafayı yedirebilir..
Kadıköy'ün çimlerine sadece Fenerbahçe futbolcularını değil gerekirse hakemi de gömelim..
Bizler inandık çocuklar..Sizlerle Şampiyonluk'lara..
17 Şubat 2010 Çarşamba
Uyanın Uyanın
Hemde Bizans'ı yani sizi yıkmayı kafasına koymuş,buna yaklaşmış bir camiaya..
Bize Seyircisiz Oynama Cezası hersene olduğu gibi yine verebilirsin..
Bu kahramanları kendi sahasında oynacağı maçı deplasmana alamazsın..
Seyircisiz oynat stadımızda neden Sivasspor maçını dalga geçer gibi seyircisiz olacakken tarafsız sahaya alıyorsun..
Ceza vermek evet kolay..
Ya bu çocukların o gün akıttığı tere ne olacak..
2 maçta verilmeyen 3 golleri ne olacak..Onların yarı finale kalıp kazanacakları tonla para ne olacak..
Maçı 70 milyon insanın şahidliğinde katleten bizden alıp tur'u fener'e elleriyle veren Cüneyt Çakır'a bizle dalga geçerek 8.7 gibi çok yüksek bir not veren Federasyon sahipsiz sandınız bu kulübü..
Kasti bir şekilde hakkımızı göz göre göre yiyen hakemin lisansını yırtmadan bize bu cezayı veriyorsunuz ya yukarıda Allah arkamızda da herşeyi gören,bilen Türk halkı var..Buna Fenerlisi de dahil..
Uyan artık Anadolu..
Uyan Artık Bursa..
Hiç bu kadar oynanmadı hakkımızla..
16 Şubat 2010 Salı
Yorumsuz..
PFDK Kararları - 16.02.2010
1- BURSASPOR Kulübünün, 11.02.2010 tarihinde oynanan BURSASPOR - FENERBAHÇE Ziraat Türkiye Kupası futbol müsabakasında, taraftarlarının ve mensuplarının neden olduğu saha olayları nedeniyle takdiren 1 RESMİ MÜSABAKAYI TARAFSIZ SAHADA SEYİRCİSİZ OYNAMA CEZASI ile cezalandırılmasına,
Aynı müsabakada BURSASPOR Kulübü idarecisi HALUK ÖZKIYICI'nın, müsabaka hakemlerine yönelik hakaretleri ve saldırısı nedeniyle takdiren 180 GÜN HAK MAHRUMİYETİ CEZASI ve 30.000.-TL PARA CEZASI ile cezalandırılmasına,
Aynı müsabakada BURSASPOR Kulübü idarecisi OSMAN NURİ BİÇER'in, müsabaka hakemlerine yönelik hakaretleri ve saldırısı nedeniyle takdiren 180 GÜN HAK MAHRUMİYETİ CEZASI ve 30.000.-TL PARA CEZASI ile cezalandırılmasına,
Aynı müsabakada BURSASPOR Kulübü başkanı İBRAHİM YAZICI'nın, müsabakadan sonra TFF'nin saygınlığını zedeleyen beyanlarda bulunmasından dolayı sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle takdiren 15 GÜN HAK MAHRUMİYETİ CEZASI ile cezalandırılmasına,
Cezaya gel arkadaş..
Hem seyircisiz hem tarafsız sahada..
Bu iş İlker Yasin'in hem gol hem penaltı muhabbetine benzemiş..
Bursasporumuz: 1 Trabzonspor 1 // Son Dakika Kabusu
Korkuyorum şu son dakika golleri yemeyi alışkanlık haline getirmekten..
Rakiplerimizin hepsinin puan kaybettiği bir haftada başka bir rakibimizden 3 puan alsak çok çok iyi olacaktı.Hatta maç sonunda "Pasaportlar Hazırlansın" diye bir başlık atmayı planlıyordum ki hevesim kursağımda kaldı..
Maça gelince sahada 90 dakika savaşan bir Bursaspor'un aksine 70 dakika hayalet gibi gezen bir Leonardo İglesias vardı..Zaten ben bu oyuncunun böyle önemli maçlarda takımı taşımasını falan beklemiyorum..Hatta 11'de olması büyük bir süpriz oldu benim için.
Ama kimsenin Leo'ya kızmaya hakkı yok, zaten adamın çapı belli..
Biz İglesias'ı bizi şampiyon yapması için falan almadık ki, altenatif olsun diye aldık..
İlk yarıda oyunun hakimi tamamen Bursaspor'du diyebilirim.Topla oynama yüzdesi de 60-40 bizim lehimizeydi.Özellikle ortasahadaki Bekir Ozan-Hüseyin ikilisi sezonun en iyi futbollarını oynadılar..Hüseyin ikinci yarı biraz afallaldı ama Bekir Ozan oyundan alındığı 75.dakikaya kadar mükemmeldi diyebilirim.Bana göre Ozan'ın oyundan alınması çok gereksiz ve de yanlış bir hamle oldu.Ama hoca Trabzon'un üstümüze fazla geldiğini düşünüp, takıma hem cesaret vermek hem de biraz daha ileriye itmek istediği için bu değişikliğe gittiğini düşünüyorum..
Zaten ikinci yarıda oyunu bu kadar kendi sahamızda kabul edip, bu kadar çok pozisyon vermemizin en önemli nedeni yorgunluk bana göre.
Tabi bir de Sercan-Volkan ikilisinin eksikliğini çok fazla yaşadık..Takımı kontraya çıkarıp, topu ileriye taşıyacak ağrılar içinde iğne ile oynayan Ozan İpek'ten başka oyuncumuz olmadığından çok sıkıntı yaşadık.Trabzon'un baskı kurduğu dakikalarda Sercan-Volkan'dan birisi bile olsa 2'yi hatta 3'ü bulmamız işten bile değildi..
Diğer oyunculara tek tek bakmak gerekirse İvankov yediği gole rağmen çok iyiydi.Ah bu adam bize daha genç gelecekti ki..
Ali Tandoğan sağ kanatta iyi çalıştı, soldaki Keçeli de öyle..Tabi yediğimiz golde Keçeli'nin Umut'a o topu aldırmaması gerekiyordu..
Gerçi Umut da nasıl bir gol attı kendisi bile anlayamadı, top sekerek İvankov'un üstünden geçti..
Umut'a al topu o şekilde vur desek 100 defada ancak 1 kere vurabilirdi o da geldi bizi buldu..
Savunmada Ömer Erdoğan fena değildi fakat Bombası İbrahim yine kötü günündeydi..
Kritik müdehaleler yapmasına rağmen bazen salak saçma hatalar yaptı..
Bu adama da kötü diyoruz iyi oynuyor, bugün onun maçı olacak diyoruz sıçıyor.
Var bu işte bir iş ama ben anlamadım..
Turgay sağ kanatta bir şeyler yapmaya çalıştı ama Leo'nun yerinde oynasa çok daha başarılı olurdu.Batalla da attığı golün dışında beklentimin altında bir performans sergiledi.İkili mücadelerde biraz daha ayakta kalması gerekiyor.
Bu sezonu bu oyuncunun lige alışma süreci olarak görüyorum zaten, seneye ligi domine eden bir Batalla görecek herkes bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Ozan İpek'in ölüsü bile yetti Trabzon'a, hem 12 günde dört 90 dakika oynadı hem de adamın kaburgası çatlak, helal olsun demekten başka hiç bir şey gelmiyor içimden..
Sana minnettarız Ozan İpek..
Sonda söylemem gerekenleri en başta söyledim zaten..
Haftaya Fenerbahçe deplasmanına çıkacağız Kadıköy'de..
Ordan da en az 1 puanla döndük mü önümüz çok açık çoook..
Şuan bile eksik Kasımpaşa maçımızdan 3 puanla ayrıldığımız varsaydığımzda Kayseri'ye 5, Trabzon'a 6 puan fark atmış oluyoruz..
Ama futbol bu maçlar oynanmadan kazanılmıyor..
15 Şubat 2010 Pazartesi
21. Hafta Rakibimiz: Trabzonspor // Eren Sürprizi Olur mu?
Sercan-Ozan-Volkan üçlüsünün oynamayacağı bir Bursaspor takımını bir kaç hafta önce hayal bile edemezdik aslına bakılırsa..
Bugün de Trabzon karşısında bu 3' lüden hiç biri forma giyemeyecek..
Ertuğrul hoca bu yokluk içinde nasıl sürprizler yapacak çok merak ediyorum doğrusunu söylemek gerekirse..
Mesela sol kanatta Eren Albayrak maça 11'de başlarsa hiç şaşırmam.
Ya da ileri uçta Muhammet Demir-İsa Bağcı ikilisinden biri kadroda yer alırsa.
Aslında bu isimlerin arasında benim ve en çok umut beslediğim oyuncu hiç kuşku yok ki Eren Albayrak.Kupa'daki Sivas maçına sonradan dahil olup, kısa süre içerisinde 1 de asist yapan Eren kendini korur ise büyük futbolcu olacak..
Ama onunda en büyük problemi sakatlanmaya çok müsait bir oyuncu olması..Tamam fiziki gücü de çok yeterli değil ama bence asıl problem Eren'in çalım tekniğinde..
"Rakibin üstüne üstüne gidip aniden kendi solundan hızlanarak driblingle geçme" huyundan vazgeçmediği sürece bu ligde oynaması biraz zor..
özellikli olduğundan dolayı bu çocuğun oynayıp da bileklerine tekme yemediği maç yok..
Sadece Süperligde değil aynı darbeleri A2 maçlarında da alıyor..
Umarım benim farkettiğim bu ayrıntıyı Eren'in kendisi ya da teknik ekipten birileri farkeder de bu oyuncuyu uyarırlar..
Eren'i Ozan'ın yerine yerleştirdiğimize göre Volkan Şen'in yerine de oynayabilecek oyuncu sayısı yeterlilikleri tartışılsa da oldukça fazla takımda..
Ben olsam Basel'de sağ kanat oynamışlığı olan Ergiç'i oynatırdım o bölgede ama Ertuğrul Sağlam Veli-Turgay ikilisinden birini değerlendirecektir..Yüksek ihtimal de bu isim Veli olur..
Turgay'ı ileri uçta değerlendirip arkasına da Batalla'yı monte edecektir hocamız..
Batalla'dan maçta bir gol-asist bekliyorum.
Serbest vuruştan Manisa'dakine benzer bir gol atarsa hiç şaşırmam.
Ayrıca Onur Recep Kıvrak'ın yan top zaafını da mutlaka değerlendirmemiz gerekiyor.
Son olarak Trabzon'un en beğendiğim oyuncusu olan Colman'a dikkat diyerek bitirelim yazıyı.
Umut'un da buaralar vurdukları giriyor ama maça kaptan çıkması muhtemel olan İbrahim Öztürk yine harikalar yaratıp Umut'a adım attırmaz gibi geliyor..
14 Şubat 2010 Pazar
21. Hafta Rakibimiz: Trabzonspor // Eksikler Can Sıkıyor..
Aynı gün hem Kayseri'nin hem de Fenerbahçe'nin puan kaybetmesiyle yarın sahamızda oynayacağımız Trabzonspor maçının önemi bir kat daha arttı..
Sercan sakatlığından dolayı kesin oynamayacak, Volkan Şen sarı kart cezalısı, Ozan İpek'in de durumu maç maç saatinde belli olacakmış..Tahminime göre Ertuğrul Sağlam bu oyuncuyu da riske etmeyecektir..
Zaten Ozan son 12 günde dört maçta 90 dakika sahada kaldı, bu oyuncunun adele sakatlığı yaşama ihtimalinden korktuğum günlerde kaburgasının zedelenmiş olması hem Ozan hem Bursaspor için şans diyebiliriz..
Ayrıca Trabzon'da da sakatlıklarından dolayı Ömer Aysan ve Teofilo Bursa'ya getirilmemiş sakatlıklarından dolayı..Zaten Ömer'in ben Trabzonspor'da nasıl bu kadar istikrarlı oynadığına şaşırıp kalıyordum..
Türkiye'nin cam adamlıktaki 1.ismi Gökhan Zan ise 2.si tartışmasız Ömer Aysan'dır..
Bu seneye kadar 5 maç üst üste oynamışlığı yoktur..
Bizde 3 sezon oynadı ama hep bir hafta fırtına ardından 3 hafta binbir türlü bahanelerle yatış..
Aslında benim çok beğendiğim bir adamdır, adam gibi oynasa ligin en iyi sağ beklerinden ilk 3'e çok rahat girer.Onun da kafada biraz sorunlar mevcut işte adam napsın.Allah bir taraftan verirken de bir taraftan eksik bırakıyor..Mesela Ömer Aysan bizden "büyük takımda oynayacam" diyerek ayrıldı, bir baktık takım bulamayınca Ankaraspor'la anlaşmış..Bir de imza töreninde "Ankaraspor gibi büyük bir camiaya geldiğim için çok mutluyum"diye açıklama yapınca öldürmüştü beni gülmekten..
Neyse Ömer Aysan iyi topçudur, bize karşı oynamayacak olması büyük avantaj bizim için..Zaten bundan önceki yazımda özellikle Trabzon'un en önemli artısının sağ kanat organizasyonları olduğunu belirtmiştim, o yüzden bu gelişme bizim için iyi oldu iyi..
Böyle olunca ortasahada son maçlarda fırtına gibi esen Serkan Balcı da sağ beke çekilir, savunmanın önüne Ceyhun monte edilip, Serkan'ın yerine de Selçuk İnan geçer..Ceyhun Manisa maçında iyi olmasına rağmen Şenol Güneş kendisini İBB maçında kesip yerine Selçuk'u koymuştu 11'e..Ama Selçuk da dirençli İBB ortasahasına karşı etkisiz kalınca Ceyhun'u tekrar kullanmak zorunda kalmıştı bu bölgede.
Ömer Aysan olmayınca hem son haftalarda formsuz olan ama Şenol Hoca'nın kesmeye kıyamadığı Selçuk'a yer açılmış olacak, hem de savunmanın önünde formayı Selçuk'tan daha fazla hakeden Ceyhun ödüllendirilmiş olacak.Yani Trabzon'daki son görüntü Şenol Güneş penceresinden bakmaya çalışınca bu şekilde göründü bana.İşte Trabzon'un yarın karşımıza çıkması muhtemel 11;
21. Hafta Rakibimiz: Trabzonspor
Kupa moral bozukluğunun ardından 2010' un en başarılı takımı Trabzonspor' la oynamak istemezdim açıkçası..
Aslında Trabzon çok ahım şahım futbol oynamıyor ama ligde üst üste kazanmalarının yanında kupada yarı finalistler.İyi bir hava yakalandı yani Şenol Hocanın gelmesiyle.Devre arasını da takviye olarak iyi geçiren takımlardan diyebiliriz.Orta sahaya geçen yıl ki Sivasspor takımının kilit oyuncularından Sezer Badur alındı, hücum hattına Burak Yılmaz, Murat Tosun, Teofilo Gutierrez geldi..
Giden oyuncular ise takıma ve şehre bir türlü alışamayan Gökhan Ünal ve Razundara Tjikuzu..
Yeni gelen Teofilo Gutierrez şehre alışabildiği taktirde Trabzon'un "Yeni Fatih Tekke"si olabilir izlenimi yarattı ben de.Teknik, ileride top tutabilen, kaleye sırtı dönük oynayabilen bir adam, öyle çok narin falan da değil.
Trabzon'un ligdeki Sivasspor ve Manisaspor maçlarını 90 dakika izleme fırsatım oldu, takımın ilk yarıya göre en büyük artısı sağ kanatta Ömer Aysan-Serkan Balcı ikilisinin müthiş uyumu diyebiliriz.
Hele Sivasspor karşısında Serkan öyle bir futbol oynadı ki birileri izlese kesin kolundan tuttukları gibi götürürlerdi..Ama bunda Sivas'ın sol bekinde oynayan her bakımdan yetersiz Ferhat Bıkmaz'ın da payı çok büyük.
Bir de Şenol Güneş'in gelmesiyle takım belirli bir dizilişle değil daha esnek, rakibe göre hocanın belirlediği adamları monte ederek oynuyorlar.
Mesela Manisaspor maçına 4-3-1-2 gibi bir düzenle başladılar, üçlü ortasaha Ceyhun-Serkan-Sezer önlerinde Colman ileride Teofilo ve Umut..Golleri bulduktan sonra 10 numara gibi oynayan Colman sol kanada geçti ve 4-4-2'ye döndüler..
İkinci yarıda Manisa Şener ve Yiğit İsmail Gökoğlan hamleleri ile sağ kanadı etkili kullanmaya başlayınca Şenol Hoca'da oyuna müdahale gecikmedi ve Teofilo'yu oyundan alıp yerine Ferhat Öztorun'u gönderdi, Colman 10 numara geçti tekrar ve 4-4-1-1 gibi bir düzene geçtiler..
Ama sonuç olarak dediğim gibi Şenol Hocanın elinde sihirli değnek falan yok, oyuncuların özgüvenlerini tekrar kazandırmış o kadar.Mesela Umut Bulut ilk yarıda altıpasın içinden topları kaleye dürtmeye çekinip pas vermeyi düşünüyordu şimdi cezasahası civarından bile bombalıyor rakip kaleleri.Ya da kişilik ve oyu yapısı olarak Tümer Metin'e çok benzettiğim Engin Baytar gibi bir adamı biraz yontup takım oyuncusu yapmış Şenol Güneş..Tabi tüm şehrin ve de futbolcuları sevip sayması, onun söylediklerini inanarak yapmaya çalışıyor olması da çok önemli bir etken ikinci yarıdaki çıkışta..
** Sonuç olarak Trabzon'un en güçlü ve bizim en dikkat etmemiz gereken yanı sağ kanat organizasyonları diyerek Trabzon'un muhtemel 11'ini vererek yazıyı bitirelim..
12 Şubat 2010 Cuma
Kısılan Sesimizin,Yaşaran Gözlerimizin,Verilen Emeğin Hesabını Sor Başkan'ım!
Bursa’da Fenerbahçe ile oynadığımız çeyrek final rövanş maçının bitiminde, son derece vakur ve makul davrandığımız halde, maçtan bir gün sonra gazete ve televizyonlarda yer alan ‘Bursa’da olaylar çıktı’ haberleri, şu anda yapacağımız açıklamalar konusunda bizi mecbur bırakmıştır. İki Anadolu takımının kupa finali oynama ihtimali bile, perşembe gecesi gördük ki, kimilerini son derece rahatsız etmiştir. Bu ülkede nezaketin ve centilmen olmanın karşılığı emeğin ve alın terinin gasp edilmesi oluyorsa ve futbol ailesi Bursa’da işlenmiş bir futbol cinayetine sessiz kalacaksa, gidebileceğimiz en uzak noktaya kadar gitmeye ve Cüneyt Çakır’ın yaptıklarını, her zeminde ve her fırsatta anlatmaya kararlıyız. Bu saatten sonra hiçbir hukuk ve hiçbir merci, hak ettiğimiz sonucu bize iade edemeyecektir, biliyoruz ancak; tek isteğimiz var o da, Cüneyt Çakır’ın mensubu olduğu Merkez Hakem Kurulu’nun, mağduriyetimizi kamuoyu önünde kabul ve tescil etmesi, bunun karşılığında da sadece bizim değil, kamu vicdanını rahatlatacak, caydırıcı nitelikte bir cezayı vermesidir. Cebimizden paramızı çalsalar, evimizden eşyamızı kaldırsalar, hakkımızı aramak, derdimizi anlatmak için bin bir zahmete katlanmamız gerekir. Ancak Fenerbahçe ile oynadığımız çeyrek final maçlarında, bizden hakemler marifetiyle alınıp, rakibimize verilenlere 80 milyonluk Türkiye şahittir ve en büyük güvencemiz de budur. Milyonlarca insanın, milyarlarca liranın söz konusu olduğu futbol sektöründe, böylesine fahiş ve kabul edilemez bir hatanın sorumlusu olan bu kişi, eğer bundan önce olduğu gibi, ‘tek ayak üzerinde bekleme’ cezasını andıran bir ceza ile bu işten yakasını sıyırırsa, herkes iyi bilsin ki, gerek coşkusuyla gerekse perşembe gecesi, bütün bu olanlara rağmen gösterdiği centilmenlik ve olgunluğuyla Türkiye’de ses getiren büyük taraftarımızla birlikte, bu futbol cinayetini unutturmamaya ve her fırsatta kamuoyuna hatırlatmaya kararlıyız. Ayağına basıldığında ortalığı ayağa kaldıracak kadar bencilleşen ve bireyselleşen ayrıcalıklı kulüplerin başkan ve yöneticilerinin aksine, bugüne dek sessiz kaldıkları için mağduriyeti giderek artan tüm kulüplerimizin başkan ve yöneticilerini de seslerini yükseltmeye ve demokratik ölçüler çerçevesinde bu hak arayışını desteklemeye davet ediyoruz. Futbolun kasaplarını sadece 11’er kişilik maç kadrolarında arayanların da, kasaplığın asıl tarifiyle ilgili en çarpıcı ve somut kanıta Perşembe geceki maçta tanık olduklarını umuyoruz. Biz, temiz, iyi ve adil bir oyunun aktörleri olabileceğimizi hatırlatıyor ve futbolun marka değerini yükseltecek asıl değişimin, bizim gibi yıllardır engellenmiş Anadolu kulüplerinin önüne bir gecede örülen duvarların kaldırılmasıyla başlatılacağına olan inancımızı yineliyoruz. Ve şimdi Merkez Hakem Kurulu’na soruyoruz; Fenerbahçe ile; İstanbul’da oynadığımız çeyrek final ilk karşılaşmasında, nizami bir golümüzü (gerçek anlamda deplasmanda atıldığı için avantajlı golümüzü) iptal eden Hüseyin Göçek’in, elenmemizde oynadığı aktif rolün karşılığı ne olacaktır? Bursa’da oynadığımız çeyrek final rövanş karşılaşmasında, milyonlarca insanın ekran başında bile rahatlıkla görebildiği penaltıyı vermeyerek ve maç boyunca çaldığı düdük ve verdiği kararlarla Cüneyt Çakır’ın maçın sonucuna doğrudan etki etmesinin ve Bursasporumuzun elenmesine yol açmasının karşılığı ne olacaktır? Fenerbahçe Teknik Direktörü bile, kırmızı kart göreceği endişesi taşıyarak oyundan aldığı halde, Bilica’ya kart gösteremeyen Cüneyt Çakır , bu maça topclas hakem olarak atandığı halde başarılı bulunmuş mudur ve bu maçın görüntülerini UEFA ve FİFA Hakem Komiteleri’ne gönderdiğimiz takdirde, uluslar arası anlamda Türk hakemliğine bakışın etkilenme ihtimali nedir?
İbrahim Yazıcı
Büyük Bursaspor'un Büyük Başkanı
Nice ''Duru'' Başarılara
Nice ''Duru'' Başarılara İbrahim..
Bursaspor 3-1 Fenerbahçe / Elenmedik
Adeta bize nasıl %100 güvenmezsiniz,turu geçemeyeceğimizi nasıl düşünebildiniz diyerek bizlere kızıyorlardı onlar milyon dolarlık Fenerbahçe'yle tam anlamıyla dalga geçerken..
Mahçubuz eriyoruz gün geçtikçe bu cesur yüreklerin karşısında..
Şu futbolu gördükten sonra eminim ki yarın Kadıköy'de bir maçımız olsa Türk Tribün tarihinin gördüğü en büyük deplasmanlardan biri olur ama sağolsun Federasyon onu bile engelledi ilerleyen haftadaki deplasmanda oynayacağımız Fenerbahçe maçımızı Pazartesine aldı..
Dün gece sahada ne Fenerbahçe'nin çirkef milyon dolarlık bazı futbolcularının,ne de kimse kusura bakmasın satılmış oldukları her halinden belli olan 3 mahlukun esamesi okunmadı..
Sahada Ertuğrul Sağlam ve askerleri vardı..Dünyanın en inanmış ordusu niteliğindeydiler..
İlk maç 3-0 bitmiş n'olmuş ki 5-0 da bitseydi biz 5 tane gol atarız gibi bir halleri vardı..
İstedikleri herşeyi başarabilen bir takımımız dün gecede istediklerini tam anlamıyla muhteşem bir şekilde gerçekleştirdi fakat ilk maçta olduğu gibi hakem faktörünü unuttular..
Fenerbahçe sahada 11 futbolcu+3 hakemle beraber oynadı..Özellikle son 10 dakikada her türlü takdir hakkını sarı-lacivertlilerin lehine kullanan hakemler Guiza'nın golüne aslında inanılmaz bir asist yaptılar..Fenerbahçe'ninde gol atamayan milyon dolarcığı bu asisti ilginç bir şekilde affetmedi.. Olsun ben Mutluyum aslında..Hatta hayatımın en mutlu günlerinden biri bugün..
Evet üzgünüz hiç olmadığımız kadar..Onun nedeni de yarı final göremeyişimiz falan değil..Sonuçta ben zaten yaş itibariyle hiç yarı final görmedim..
Benim üzgün oluşum iliklerine kadar Bursaspor korkusunu hissedenlerin sahadan boyunları ilginç bir şekilde dik ayrılmasıdır..
Fenerbahçe Bursa'ya turistik ziyarete gelecek,Bursaspor haddini bilsin sonuçta Anadolu takımı,Bursaspor hayatında Fener'e 4 atmış mı diyen futbolculuğu ne ki yorumculuğu ne olsun dedirten zavallı Sergen'in akın akın gelen Bursaspor ataklarındaki suratını açıkçası çok merak ediyorum..
İlk maçtan sonra Bursa büyük bir takım gibi değil Anadolu takımı olduğunu unutmasın diyen bu mahlukun futboldan asla anlamadığını dün gece de anladık..
Maçın başında gerçekten birkaç tehlikeli pozisyon kalemizde görmemiz beni tur'a daha fazla alıştırdı..
Atacağımız bir erken gol çok ama çok şeyi değiştirir diye zaten blogda da söylemiştim..
Ve öylede oldu Leo'nun golü bizi bizden aldı götürdü..
Fakat hakem yine bir golümüze ofsayt kararı veriyordu..
Turgay'ın ayağından kaydettiğimiz golünde sonradan öğreniyoruz ofsayt olmadığını..
Yazık bu kadar olmaz!Sonrasında ise takımımız pes etmecesine saldırırken İvankov'un tekrarlanan penaltı atışınıda ilki gibi gole çevirmesi tribünlerdeki bizlerin Tekbir sesleriyle birleşince olacak olacak arkadaş dedim..İlk yarı böyle bitince sevindim ne olursa olsun bir gol daha buluruz diye..
İkinci yarının başında Deniz'in eliyle aldığı topu es geçen hakem eve gidince nasıl çocuklarının yüzüne bakıyor aklım almıyorum..
Gözümle gördüm derler ya aynen öyle gözümüzle gördük eyy Emek Hırsızı..
Neyse adeta hakemi de yenmeyi kafasına koyan Timsahlarımız bir gol daha buldu Turgay'ın ayağından.. Yok dedik bu takım bize kafayı sıyırtacak..Rüya gibiydi aynen rüya..Hatta rüyamı kendim kursam bile böyle zevkli rüya isteyemezdim..Ne büyük zevkti öyle 27 senenin hasretini yaşayan zavallıların korkutan morarmış suratını görmek..
Fakat olmadı bize çok görüldü hakettiğimiz yarı final..Anadolu'dan çıkamaz Kupa şampiyonu dediler.. Son dakikada gelen gerçekten kabus beni üzdü..Turistik ziyarete geldiklerini sananların attıkları bir gole bu kadar sevinecekleri hiç aklıma gelmezken yediğimiz şok golden sonra hiçbir reaksiyon vermeden sahanın ortasında yıkılan futbolcularımızı ellerim kıpkırmızı olana kadar alkışlamak çok büyük gururdu..
Dün gece bizi 3-0'ın rövanşında stada sürükleyenlerin peşinde gerçekten Çin'e kadar bile gidilir..
İbrahim Öztürk-Turgay-Volkan Şen-Bekir Ozan onları dün gece Ferguson izleseydi eminim ki bu gün Yazıcı ile masaya otururlardı..
Takımda genel olarak herkes çok iyiydi fakat biri vardı ki beni mest etti..
O isim Hüseyin Cimşir'in ta kendisi..
Çıplak gözle izlemiş biri olarakta söylüyorum Hüseyin akıllara zarar bir mücadele örneği gösterdi..Zaten alışmıştık onun defansif gücüne ama dün gece ofans anlamındada çok şey yaptı..Maçın yıldızı o,takımının yarı finalde olması için herşeyini verdi ama olmadı..
Dün gece tam anlamıyla hakemi de yenemedik.. İlk maçta golümüzü vermeyen zihniyet bu maçtada buz gibi penaltımızı yedi..
O pozisyonun fotoğrafı hala aklımda ve bir süre daha çıkmayacak..Deniz Barış %100 topu eliyle aldı..Bunun izahı yok..Hakemin görememe gibi bir olayı da yok..Fakat bu devam kararı eyyamcı hakem politikasının ta kendisi fazlada şaşırmaya gerek yok..
İstanbul takımının aleyhine bir maçta 2 penaltı çalın(a)maz zihniyetin bir sonucuydu..
Ertuğrul Hocamızı da sonunda çıldırttı bu emek hırsızları..
Sahada neredeyse canını verecek bu futbolcularımız hak ettiğini almalıydı dün gece..Fakat olmadı üzgünüm ama çok mutluyum..
Hayatımda izlediğim en kaliteli Bursaspor'du..Tribünlerdeki bizlerinde desteğini arkalarına alınca önlerinde hiç kimse duramadı..Galiptir bu yolda mağlup diyerek bu futbolun devam ettiği sürece şampiyonluğun hakemler tarafından bile durdurulamayacağını belirtmek isterim..
Sözün özü gerçekten sonu ne kadar çok hüzünlüde bitse ben çok keyif aldığım bir gece yaşadım stadta..
Sahada Bursaspor korkusunu iliklerine kadar hisseden bir Fenerbahçe,Bursa'yı küçümsedikçe küçümseyen fakat rövanş maçında dün gece tam anlamıyla rezil olan İstanbul Basınına'a,Kendi taraftarında görmediği tribün desteğini bizde görünce bu şovun önünde alkışlayarak eğilen Volkan Demirel'e selam olsun..
Bizi gururla başımızı dik tutan,3-0'ın rövanşında değil yarı finalin zevkini şampiyonluğun keyfini yaşatan,asla pes etmeyeceğini gösteren Ertuğrul Sağlam ve futbolcularımızın önünde saygıyla eğiliyorum..
Çok büyüksünüz be usta..Baksanıza hakemler ellerinden geleni arkasına koymayacasına size karşı saldırırken zaferi anca son saniyede kazanıyor..
Uğrunda dün gece döktüğümüz gözyaşlarını sakın üzüntüden olduğunu düşünmeyin tam aksine bu gözyaşları sizin muhteşem inancınıza karşı bu gözyaşları sevinç gözyaşlarıdır..Zaten bir daha Ağlamak Yok,Söz Verdik Ertuğrul Hoca'ya..
Bu taraftar tam anlamıyla tarih yazanlar ile gurur duyuyor..
Alnınızdan öpüyoruz..
Eğer elenmek bu ise bizi dün gece eleyemedin Fenerbahçe..
Yemişim Kupasını, Bu Bile Yeter..
Pek umudum yoktu maçtan önce..Alsında vardı da kendimi umutlandırıp sonra üzülmek istemiyordum..Zaten Fenerbahçeli arkadaşlarla da "Turu geçemesek biz sizi Bursa'da her türlü en az 2 farklı yeneceğiz" iddiasına girmiştim..Hatta gün içinde arkadaşın teki "üst sınıfa geçerse bir kuzu keseceğim" diye bir adak adamış benden borç istedi parayı tamamlamak için , "Lan dedim oğlum biz bu akşam Fener'i öpüp turu geçelim bir kuzu da ben keseceğim"
İglesias ilk golü attığında içimde ilk umut pırıltıları oluşmaya başladı ama hiç çaktırmıyordum, İvankov'un penaltısının ardından ilk yarının ardından ilk yarı öyle bitince " Acaba harbiden olacak mı" moduna girdiğimiz anda maçın devre arasında TRT'de yayınlanan Şans Topu çekilişinde ilk top 16 gelip, topu çeken kız da "Bu 16 numaralı topu tüm Bursasporlular'a armağan ediyorum diyince ben de içimden "Allah dedim işarete bak tur geliyor"..
Neyse ikinci yarı başladı, Dahi Daum ilk oyuncu değişkliği hakkını "Emre Belözoğlu" ile kullandı ve ilk devrede en 2 kırmızı kartı hakeden Bilica alındı oyundan..Bilmiyorum bizim oyuncularımızın her itirazında sarı kart çıkaran zihniyet bu adamı niye atamadı 2.sarıdan..
Neyse ikinci yarı başladı, Guiza hemen başlarda yine 1 gol kaçırmasına rağmen 60.dakikada saha kenarında Sercan'ı görünce kuzu muhabbeti yaptığım arkadaşım aradı " Hadi olum bak benim kuzunun siparişini veriyorum, Sercan da giriyor sen de ayarla parayı" diye espirili bir şekilde ağzımız kulaklarında telefonda konuşurken Turgay FB savunması arkasına sarkıp 3.golü atınca nasıl bir gaza geldiysem fırlatmışım telefonu elimden..
Öyle böyle derken dakikayı 90 edince, "Tamam dedik bu maç uzar, penaltılarla da biz teksasın önündeki kaleyi seçip bu maçı taraftarın da desteğiyle her türlü alırız"..
Ulan ne dediysek tersi çıkmak zorunda mı ben lafımı bitirmeden Guiza kardeş balının da yardımıyla (orda top bizim Bombacı İbrahim'e çarptı, yoksa Guiza o topu hertürlü dağa taşa yollardı) Fenerbahçe'nin golünü atınca kahrolduk hepimiz..
Hatta rahat 2 saat kadar hiç konuşmadım kimseyle, acayip gerildim, acayip çöktüm..
Allah'tan maça gitmemişim, o ruh haliyle eve dönüş yolunda kesin bir şeyler gelirdi başıma..
Neyse sağlık olsun, kupadan elendik ama bizi küçük gören herkese Bursaspor'un büyüklüğünü ispat ettik..
Dün akşam çok üzüldük ama hepimizin başı dik durmalı bugün..
Tüm futbolcularımız terlerinin son damlalarına kadar savaştılar..
Hepsini alınlarından öpüyorum..
Yemişim Kupasını, Bu Bile Yeter Bize..
Hepinizden Allah Razı olsun..
11 Şubat 2010 Perşembe
Kupa'da Rakip: Fenerbahçe / Sercan' ın Durumu??
Dün akşam Sercan kendini iyi hissettiğini, Ertuğrul Sağlam şans verirse oynamak istediği yönünde bir açıklama yaptı.Hoca Sercan'a riske atar mı yoksa ligdeki Trabzonspor maçını mı düşünür onu maç saatinde öğreneceğiz.
Ama hocanın açıklaması umudumuzu kaybetmemiz ve ne olursa olsun sonuna kadar takımımıza destek vermemiz yönünde..
Bundan kimsenin şüphesi olmasın..
Biz "iyi günde kötü günde" diye boşuna yırtmadık bir taraflarımızı senelerce..
Sanki her sene kupalara abone bir takımız da çeyrek finalde kupanın en büyük favorisine elenince bir şeyler olacak..
Umut olayına gelince de ilk maçın sonucu 3-0 değil de 3-2 , 3-1 gibi skorlar bile olsa durum çok farklı olabilirdi.Böyle olunca 3-0 gibi bir skor bile bize turu getirmeye yetmeyecek..1 gol yesek en az 5 atmamız gerekecek tur için.Olmayacak iş değil ama çok zor..
Maça onlardan fazla mücadele etmeden bu işin olmayacağı bilincinde başlayıp, taraftarımızdan aldığımız gücü, kazanma inancını sahaya yansıtabilirsek en azından İstanbul Medyasına Bursaspor'un gücünü göstermiş olup buralara gelmesinin tesadüfi olmadığını göstermiş oluruz..
Ne diyelim Allah Utandırmasın!!
Maça başlaması için gönlümden geçen 11 ise şu şekilde:
Ertuğrul Hoca'nın 10 günde üç 90 dakika oynayan ismleri dinlendirip , Trabzon maçını düşünerek çıkarmasını beklediğim 11:
10 Şubat 2010 Çarşamba
Kupa'da Rakip: Fenerbahçe / 3-0'ın Rövanşı
Yarın Bursa Atatürk stadında Fenerbahçe' ye 3-0 gibi bir skorla kaybettiğimiz maçın rövanş karşılaşmasına çıkacağız..
Bu maç öncesi tekrar uzun uzun Fenerbahçe yazısı yazmaya gerek duymuyorum, zaten İstanbul basınından alınan bilgilere göre Daum genelde süre alamayan oyunculara şans tanıyacakmış..Normalde sakatlık ve cazalılar harici kadrosunu değiştirmeyi pek düşünmeyen Daum için bu maç iyi oldu..
Aslında bu yedek ağırlıklı kadroyu karşımıza Fenerbahçe değil de Galatasaray çıkarsa adamlar kendilerini göstermek için maça ekstra motivasyonla çıkacaklar, bu bizim için daha büyük handikap falan diye düşünürdüm..Fenerbahçe'nin yedekliği hiç bir zaman sorun etmeyen, bizim maçta harikalar yaratsalar bile hafta sonu yine yedek kulübesindeki koltuklarının garanti olduğunun bilincinde olan futbolcuları olunca rövanş için Sercan'ın oynamasına bağlı bir umut ışığı da yanmıyor değil..Beynim " kupa bizim için bitmiştir" dese de kalbim "Biz bu Fener'e Bursa'da 3 de atarız 5 de" diyip beynimin önüne geçiyor..
Neyse Daum'un dün idmanda denediği söylenen kadroyu vererek yazıyı çok uzatmadan bitirelim..
9 Şubat 2010 Salı
Afiyet Olsun Ziya Doğan..
Pazar akşamı şans eseri de olsa Fenerbahçe- Diyarbakırspor maçını izleme fırsatım oldu..
Liseden arkadaşlarla falan buluşacaktık, aramızda "sizin bu seneki golcüleriniz Hakan Şükür ile Hagi " diye kandırdığım kız arkadaş dışında Fenerbahçeli de yoktu aslında..
Maça dönmek gerekirse Ziya Doğan'nın son dakikalarda 5.stoperini almak dışında yaptığı tüm hamlelerini taktir ettiğimi söyleyebilirim..
Kısıtlı imkanlar ile büyük işler yapmaya çalışıyor Ziya hoca, kendisinden ve takımınından pek haz almasam da yiğidi öldürsek de hakkını yememek lazım..
Diyarbakırspor bizim 3 gün önce 3 yediğimiz, rakibin 2 topunun da direkten döndüğü, en az iki misli kadar topu da kalecimiz İvankov'un zor bela savuşturmak zorunda kaldığı takımdan puan almayı başardı..
Peki Ziya Doğan' ın takımında bizde olmayan ne vardı diye bakarsak..
* Öncelikle rakipten daha fazla mücadele etmedikleri taktirde çok rahat 5'lik olabileceklerini bilen bir takım..(Bizim ilk büyük yanlışımız burdaydı zaten, tek tek isim vermek gerekirse de Giani Kirita ve Bekir Ozan ve Ozan İpek)
* Daha sonra oyun disipilininden bir an olsun kopmayan ve kendi egolarını takım bütünlüğünün arkasında tutan 11 adet asker..(Burda verebileceğim tek isim Volkan Şen)
* Son olarak da kibarlığı ve centilmenliği arka planda bırakmış, taktik faul yapmaktan korkmayan ve üstüne üstlük gözü karalıkları ile de rakibe bu işin o kadar kolay olmayacağını kabul ettiren inançlı futbolcular vardı Saraçoğlu'nda..(Mesela Semih'e her türlü imkanı tanıyan Ömer Kaptan ve Zapo' ya karşılık Diyarbakır'ın savunmasında Erdinç gibi çirkeflik yapmaktan hiç bir şekilde gocunmayan ve bu yönüyle de Semih'i oldukça ürküten, rahat oynatmayan bir savunmacı vardı.)
Yine aynı şekilde 70 dakikayı "0" faulle tamamlayan Bekir Ozan'a karşılık Diyarbakır'da benim futboluna ve mücadelesine 5 seneden beri her izlediğim maçında hayran kaldığım Barış Ataş diye bir futbolcu vardı orta sahada..)
Bu saydıklarım dışında da çok büyük artıları yoktu Diyarbakırspor takımının..
Benim Fenerbahçe maçında önce şurdaki yazıma çok uygun bir oyun oynadılar..
Orta sahada uyguladıkları müthiş pres ile Emre-Baroni ikilisine top kullandırmadılar..
Böylece rakibin tüm bağlantılarını merkezden kesmiş oldular ve Fenerbahçe'nin en büyük kozu Alex'i etkisiz bıraktılar.
Bunların dışında Diyarbakırspor takımına baktığımzda ileride kullandıkları Tazameta-Bebbe ikilisinin toplamı bizim Sercan'ın bir bacağı eder mi sizce?
Peki Ali Tandoğan ile iki adet Adnan'ı eşit kollu terazi ile ölçsek hangi taraf ağır basar?
Ya da kaleci Gökhan bizim İvankov'dan çok mu iyi?
Ya Bessim Abbas Keçeli'den kaç gömlek üstün?
Sonuç olarak bizim yiyemediğimiz naneyi Diyarbakırspor yedi.
Ne diyelim Afiyet Olsun Ziya Doğan..