17 Mart 2010 Çarşamba

Mahallenin Güzel Kızı

MAHALLENİN GÜZEL KIZI

“Biz hiçbir zaman yanında olamayacağımız ekranların parlak üç yıldızına tutulmaktansa, mahallemizin güzel kızına aşık olduk” İşte yeşil beyazlı taraftarlar Bursaspor’a olan sevdalarını bu güzel cümle ile anlatıyor ve ulusal medyada sürekli parlatılan ve büyütülen üç İstanbul takımına kanmadıklarını ifade ediyorlar. Ne var ki 1963 yılından beri birçok gencin kalbine giren bu büyük aşk, gelmeyen şampiyonluk nedeniyle maalesef hep karşılıksız kalıyordu. “Bu şehri tribünlerden sevdik” diyen binlerce insan, şehrinin caddelerinde komşu bir kentin üç semt takımının zafer konvoylarını bazen içi burularak, bazen de öfkeyle yıllar boyu izlemek zorunda kalıyordu. Öyle ki yine yıllar boyu maç çıkışlarında Heykel’e, Çarşamba’ya doğru yürürken sevgilileri ile yürüyenleri görüp “Pazar pazar millet sevgilisi ile geziyor, biz kahır çekiyoruz. Bir daha maça gelirsem” diye başlayan yeminler, ertesi hafta bilet kuyruğunda eriyip gidiyordu. Yine maç sonraları kendilerine pişkin pişkin “maç kaç kaç bitti”? diye soranlara dişlerini sıkarak yanıtlar verdiler, bazen de “gelip görseydin” diye çıkıştılar. Takımlarının bir türlü başarılı olamaması onların o takımı tutmalarını bile sorgulattı. “Hangi takımı tutuyorsun”? diye soranlara “Bursaspor” dediklerinde “İyi tamam da büyüklerden hangisi” ? sorusu illa ki arkadan gelirdi. Onlar da “Mecbur muyum kardeşim İstanbul takımı tutmaya, benim için tek büyük Bursaspor başka büyük yok” yanıtını vermekten de sıkılmışlardı artık. Aldıkları yenilgiler sonrası kendi şehirlerinde, kendi sokaklarında alay konusu olmamak için az yol değiştirmediler, İş yerlerine gittiklerinde ekranların 3 parlak yıldızının taraftarı olduğunu zanneden ustabaşlarının, şeflerinin, müdürlerinin “Bursaspor’dan bir şey olmaz” alaylarını yine dişlerini sıkarak karşıladılar. Ta ki ‘O’ gelene kadar. Yani iç dünyası yüzüne yansımış olan adam, Ertuğrul Sağlam. Geleceği haber alındığı andan itibaren şehre heyecan veren genç teknik direktör, bir şehrin futboldaki makus talihini değiştirirken, oluşturduğu kadro, oynattığı futbol ve aldığı fantastik sonuçlar ile bu yıl tüm Türkiye’nin beklediği bir futbol devrimine imza atmak üzere.. Devrimin ayak sesleri iyiden iyiye hissedilirken, Fenerbahçe maçı dönüşü Yalova’da iş kıyafetleri ile yola fırlayan ve Trabzonsporlu olduklarını söyleyen ekmek fırını işçilerinin, Bursasporlu futbolculara yaptıkları sevgi gösterisi, bir internet sitesine yorumda bulunan ve Bursasporlularla yıldızı pek barışmayan Karşıyakalıların “Helal olsun Bursaspor’a, bir gün Bursa’nın gol attığına sevineceğim hiç aklıma gelmezdi; ama bu kutlu yolda manevi olarak da olsa desteklemek boynumuzun borcudur” cümlesi çok önemli bir ayrıntıyı daha ortaya çıkarıyordu. Anadolu’dan gelen destek de gittikçe artıyordu. Aslında bu tabi ki beklenen bir şeydi. Öyle ya mahalleyi esir alan, tüm parsayı toplayan üç yaramaz delikanlıya dur diyecek birisi çıkmıştı sonunda. Tabi ki onun arkasında birleşeceklerdi.. Şaşırtıcı olan ise Anadolu takımı taraftarlarının, İstanbul takımlarının yönetimindeki futbol düzenine taktıkları “Bizans” ünvanının artık İstanbul medyasında da kabul görür olmasıydı. Star Tv Haber Dairesi Başkanı Uğur Dündar dahi “Türk futbolundaki Bizans oyunları devreye girmezse, bu yılın şampiyonu Bursaspor olur” itirafını yapabiliyor. Bu İtiraf Bab-ı Ali’de açıkça dillendirilmeye başlanırken, Ertuğrul Hoca ve öğrencileri araladıkları kapıdan içeriye girdiler. Artık Bursasporlu taraftarlar da şehirlerinin sokaklarında, iş yerlerinde başları dik geziyor. Daha düne kadar İstanbul takımlarını tutanların “Ben de Bursasporluyum” deyişlerini mağrur ve anlamlı tebessümlerle karşılıyorlar. Bursasporlu futbolcuların önünde, oynayacakları 8 maç var ki bu rakipleri, istedikleri takdirde yenebileceklerini gösterdiler. Hedefe değil, maçlara ayrı ayrı konsantre olarak büyük rüyaya yürüyüşlerini sürdürüyorlar. Eğer Bursaspor çok yaklaştığı bu düşü gerçekleştirmeyi başarabilirse, yeşil beyazlı taraftarlar da, mahallelerinin güzel kızından büyük aşklarına sonunda karşılık almış olacaklar ve tezahüratlarında söyledikleri gibi hayalleri gerçek olacak ve dört bir yanı bayraklarla donatıp, her yeri şarkılarla çınlatacaklar ve düğünü yapacaklar. Balayını da birlikte Nou Camp’da, Guiseppe Meazza’da, Old Trafford’da gol atarak, atkı şov yaparak geçirecekler...

Tarık Çapçı

Hiç yorum yok: