9 Mart 2010 Salı

18. Hafta Rakibimiz: Kasımpaşa // Erteleme Maçı (II)




Kasımpaşa hakkında yazdığım yazının ardından çok fazla zaman geçmemesine, takımın oyun şablonunda herhangi bir değişiklik yaşanmamış olduğu son maçları izleyince çok rahat görülebiliyor..

Hala dönen topları kazanıp, hızlı hücumlarla ayağa paslarla, Keller,Ergün Teber, Murat Erdoğan, Yekta Kurtuluş gibi oyuncularıyla da dribling yaparak pozisyon buluyorlar..

Ama hücuma çıkarken "Ya Allah Bismillah" anlayışını benimsediklerinden dolayı da kaptırdıkları toplarda çok fazla dengesiz yakalanıyorlar.
Örnek olarak önümüzde 90 dakikasını izlediğim bir Galatasaray maçı var.
Dos Santos'a Keita'ya ne çok dribling şansı verilmiş öyle, adamlar topu bir alıyorlar, önlerinde 30 metrelik 40 metrelik boşluklar..
Sergen Yalçın gibi konuşacam ama futbolda böyle bir olay yok artık, sen rakibine bu kadar çok kontra şansı verirsen maç falan kazanamazsın..
Üstelik deplasmanda oynuyorsun..

Tamam Yılmaz Vural iyi hoş pozitif futbol oynatıyor, çok güzel de bile bile lades demek pek akıl karı değil.En nihayetinde günlük başarılara endekslenmiş bir futbola bakış açımız var..
Bunun da değişmesi biraz zor, bir yerlerden başlamak lazım evet ama nasıl başlayacağız orası biraz muallak..

Tekrar Kasımpaşa'ya dönecek olursak maçın oynanacağı tarihten bugüne kadar kadrodaki zayıf halkalardan kısmen kurtulmuş durumdalar..
En başta süperligin bana göre en kötü kalecilerinden olan Tolga'yı yanında oturtup devre arasında kadrosuna kattığı Murat Şahin'i kullanıyorlar..Bu hamlenin takıma olan artısı çok çok fazla..

İkiliforvet'in arkasında görev almasına rağmen bu yıl hayalet gibi gezen bir Moritz'in yerine ortasahaya daha fazla yardım eden Murat Erdoğan kullanılıyor.
Murat'ın yerine de sol-iç' te Sancak Kaplan gibi bek orjinli olmasına rağmen tempolu bir oyuncu kullanıyorlar.Bu da ortasaha direncini arttıran bir başka hamle.
Sancak aynı zamanda ortasahadaki performansıyla kesinlikle sırıtmıyor..

İleri uca geçtiğimizde Cenk'in partneri artık Gökhan Güleç değil ümit milli oyuncu Şahin Aygüneş.Tamam Şahin çok çabuk hızlanıp dribling yapabilen,yumuşak bileklere sahip bir oyuncu, Gökhan'a göre artıları da bir hayli fazla..
Ama Şahin' le yan yana oynadığı hiç bir maçta golle tanışamamış yaşlı kurt Cenk İşler..(Şimdi gelir bize sallar, ben de döt olurum burda :))
Şahin mesela çok hareketli bir oyuncu olduğu için Cenk'in koşu yollarını falan da tıkıyor zaman zaman, Cenk'in girip gol yapacağı pozisyonlara Şahin atlıyor ve de kaçırıyor..
Ama Gökhan öyle değildir, Türkiye'nin bana göre en iyi sıçrayan santraforudur, çelimsiz vücudunu iyi kullanır, çok kurnazdır, cezasahası içinde yakaladığı zaman da kolay kolay affetmez..
Ama karar verme yeteneğini bir türlü geliştiremediği için kendi de gelişemiyor..
Mesela Gökhan iyi hızlanır, fulelidir, iyi zıplar, cezasahasında iyi pozisyon alır yani kaleciden dönen topları falan anında tamamlar kahvehane ağzıyla konuşursak eli öpülecek bir beleşçidir, son vuruşu fena değildir, ligimizin bana göre en iyi şut 3-5 adamından biridir...

Ama işte bu özelliklere hükmedecek, nerde ne yapacağını anında kestirecek bir karar mekanizması Gökhan'da olmadığından 19'luk bebeler, 37'lik dedeler kesiyorlar Gökhan'ı..

Neyse Gökhan'dan sonra Kasımpaşa'nın bir başka güçlü ve güçsüz noktasına yani Yekta Kurtuluş'a değinmek istiyorum..
Yekta ikinci yarı ile birlikte, oyununun iki yönünü oynayan bir adam olmayı bırakıp hücuma daha fazla katılmaya, ardından da goller atmaya başladı.
Yekta orta üçlünün kenarlarında oynadığı zaman Zico döneminin Fenerbahçe'sinde Deivid'in üstlendiği görevi üstleniyor..
Çizgide ya da çizgiye yakın bir yerlerde buluştuğu topu ayağa ve basit oynayıp kendisi Cenk-Şahin ikilisinin arkasına boş koşular yapıyor..
Ama işte bu boş koşuların ardından geri dönüşlerde ciddi sıkıntılar yaşatıyor takımına, özellikle de arkasında oynayan Ergün Teber ya da Keller'e..
Zaten Kasımpaşa'nın Galatasaray maçında yediği kontraların bir çoğunda Yekta'nın görev bölgesinde savunma fonksiyonlarını yerine getirmemesinin payı büyük..
Yılmaz Hoca madem Yekta'dan hücumda daha fazla yararlanmak istiyor, bence oyun sistemini bozmadan ya da klasik 4-4-2 dönüp Emre Toraman'ın önünde ya da yanında denese çok daha başarılı olabilirler..



Football Fans Know Better

Hiç yorum yok: