6 Nisan 2010 Salı
Sabah Olup Uyanınca..
Aslında bu yazıyı dün yazmayı planlıyordum ama Antalyaspor başkanının çemkirişleri ve bazı soytarıların onları desteklemesinin ardından bir sinir harbi geçirdim, gündemim de karştı, aklımdan çıkıvermiş Antalyaspor maçının sonrasında bir silkelenme yazısı yazmak.
Öncelikle belirtmek istiyorum ki takımımızdaki oyuncularımızda acayip bir stres, heyecan, baskı vs türü bir şeylerden var.
Bir şeyi 40 kere söylersen olurmuş derler yaa, bazı adamlar Bursaspor'un ismini stres ve baskı kelimeleri ile aynı cümle içinde o kadar çok kullandılar ki sonunda emellerine ulaştılar.
İşin özü şu ki futbolcularımızın psikolojiler kaymış durumda.
Bazı futbolcularımız da bu baskıdan çok fazla etkilenmiş görünüyorlar.
Bu konu da beni en çok şaşırtan isim ise Hüseyin Çimşir.
Adam koca sezonda yapmadığı pas hatasını son 2 maçta yaptı.
Gerçekten ilginç ve es geçilmemesi gereken bir nokta.
Bir başka üstünde durulması gereken nokta ise son maçlarda oyuncularımızın gördüğü sarı kart sayısındaki artış..
Çoğu maçını kart görmeden faul yapmadan tamamlayan takımın son 2 maçta gördüğü sarı kart sayısı 7..
Ayrıca Denizlispor maçından başlayarak İBB ve Antalya maçlarında edindiğimiz bir huyumuz var.
Bu da maçlara "Ya Allah Bismillah.." tam saha pres ile hemen gol bulma amacıyla başlıyoruz..
Sanki futbol 90 dakika değil de o 10 dakikadan ibaret.
Bu "Ya Allah Bismillah.." anlayışımızın meyvelerini İBB-Antalya maçlarında kalemizden topladık 7.dakikalarda.
Denizli maçında da çok yaklaşmıştık ama Youla'nın kazmalığı kurtarmıştı olayı.
Bir de şu rakip korner kullanırken ön direklere dikkat etmeliyiz, biz korner atarken ise geride Mustafa Keçeli'nin yanında İbrahim Öztürk'ün de kalması gerekir bence..
Zaten en son ne zaman gol attığını hatırlamıyorum ben İbrahim'in, en son geçen yıl Galatasaray'a Sami yen'de kaybettiğimiz maçta atmıştı, bir de yanlış hatırlamıyorsam yine kaybettiğimiz bir maçta Fenerbahçe'ye sallamıştı karambolden.
O yüzden skora hiç bir katkısı olmuyor bari savunmayı şansa bırakmayalım mantığı ile İbrahim'e kornerlerde hücuma katılmak yasaklanmalı.
Mustafa Keçeli de çabuk bir adam ama daha önce de paylaştım adam tamamen hormonal oynuyor futbolu..
O anda canı nerde bulunmak isterse oraya koşuyor..
Arkasında adam varmış, yokmuş hiç de umrunda değil..
Zaten Antalya'da yediğmiz golde önce Necati'yi marke adam gibi görünen Musatafa öne doğru çıkınca arka direkten Necati golü yazıverdi.
Tita'nın driblingine, Necati'nin vuruş tekniğine laf söyleyecek değilim ama bizim futbolcularımız da daha dikkatli olmamalılar.
Son olarak Galatasaray ve Beşiktaş'ın puan kayıplarıyla karlı duruma geçtiğimiz bir haftanın ardından zafer sarhoşluğu sonrasında aynadan kendimize bakınca benim gözüme çarpan eksik ve gediklerimiz bunlar.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder